28 Ağustos 2018 Salı


KARPUZCU HÜSNÜ’NÜN KARISI – 13-

Karpuza gideceğini herhalde unuttu, ya da o günün bu gün
olduğu aklından çıktı. Haddizatında ikisi de değildi. Nereye niçin gideceğimi pekala biliyordu. Bunu bilmeme rağmen sevinçliymiş ve de heyecanlıymış gidi de görünerek:
— Karpuza gidiyorum hayatım, dedim.
Ellerini beline dayadı:
-Gidemezsin, dedi.
Bir anda kafamdan kaynar sular döküldü. Karımın gözlerindeki o
bakışlar, yüzündeki o ifade ve ses tonu hiç de hayra alamet değildi.
Birkaç saniye sessizlik oldu. Onun akabinde ağzından şu sözler
döküldü:
— O kapıdan çık seni boşarım.
Yalvarırcasına bir ses tonu ile:
—Arkadaşlar bekliyor, dedim.
—O kapıdan çık seni boşarım.
Gitsem bir mesele, gitmesem bir başka mesele; aşağı tükürsen
sakal yukarı tükürsen bıyık denilen durum. Sıcak bastı birden bedenimin her tarafını.
Alttan aldım. Gülümsemeye de çalıştım.
— Hayatım, dedim.
Ses tonunu hiç değiştirmeden ve de duruşunu bozmadan az
evvelki sözlerini yineledi:
—O kapıdan çık seni boşarım.
Mesele sadece beni ilgilendirse hiç tereddütsüz “
tamam, deyip o kapıdan çıkmayacağım ama kerhen de olsa verilen bir söz var. İlk mektep çocuğu da değilim ki “ karnım ağrıdı gelemedim ya da başım ağrıdı ya da annem göndermedi “ diyeyim.
Sadece karpuz almaya gideceğiz bunun için adam boşanırsa boşa
diyeceğim amma az evvel söyledim ya, karımın tavrı hiç de hayır getirecek gibi değil. Ağzım laf eden biri olmama rağmen nutkum tutuldu bir şey de diyemiyorum.
Saate baktım, vakit de gelmek üzere.
Karım gözlerimin ta içine bakarak, sesini daha da dikleştirerek:
— Bu evin kapısından şu an çık seni boşarım, Hüsnü Bey dedi.
Bununla da kifayet etmedi,” Vallahi de boşarım billahi de boşarım.”
Bir şey için yemin etmekten de yemin edilmesinden de haz
etmem. Onun için karımın böyle bir yemin etmesi kafamın tasını attırdı. Suratımı ekişi terek
—Bazen çocuktan bile beter oluyorsun be Nalan, dedim.
Kapının tam önündeydim zaten. Kapıyı açtım, böyle durumlarda
genellikle kapı çarpılarak bulunulan mekândan çıkılır ama kendime mukayyet oldum, Kapıyı yavaşça kapattım hatta kapatmadan evvel karımın sinirini yatıştırmak için ani bir hareketle yanağına bir öpücük bile kondurdum.
—Akşam görüşürüz hayatım, dedim. Ve de kapıyı kapatırken ekledim: “ Cicilerini hazırla akşam yemeğe çıkarız ha. “

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder