31 Mayıs 2013 Cuma

YAPTIĞI YANINA KAR KALACAK


Kendi düşen ağlamaz

Görmüş geçirmiş kadındı babaanne

Torun, toydu

“Yarını boş ver be yavrum” dedi deneyimli kadın,

“Gel, yarına hazır ol yap ödevini

Mahcup olma, soğuk terler dökme hocanın karşısında”

— Her şey hazır babaanne dedi torun,

On dakikalık işim kaldı zaten, yarın sabah hallederim şipşak”

— Şimdi hallet, bırakma yarına

Sinirlendi torun, sesini de yükseltti

—Yarın sabah halledeceğim.

—Şimdi halletsen de yarına bırakmasan işini

—Şimdi diziyi halledeceğim yarın sabah da o işi halledeceğim.

Babaanne, haddini bildi sustu,

—İnşallah, dediğin gibi olur, dedi içinden.

***

Feryat figan uyandı ertesi sabah babaanne,

Evlat ne yapacağını bilemez haldeydi

Bu da olur muydu?

Bu ne çaresizlikti

Ya birde sekize kadar gelmezse elektrik

Bilgisayar çalışmayacaktı

O kadar emek orada kalacaktı

Ne diyecekti hocasına şimdi

“Maşallah mazeret de bol sende deyince”

Eller dizi dövdü,

Babaannenin gözleri ile örtüştü gözü,

“ Nah kafa!” dedi torun amma kaç para

Yapacak bir şey yoktu artık

Bekleyip görmekten başka

Sekize kadar elektik ya gelecekti

Ya da

Aldığı ders yanına kar kalacaktı.

19 Mayıs 2013 Pazar




TÜRKÇEYİ SEVEN ZAT
                                  “ O makama getirenlere ve tutanlara “

“Tamam” ı tamamen unuttuğu için soğudum ondan

Çocuk programları sunucusuydu televizyonda

“ Okey” i silmezsen dilinden,

Ben seni defterimden sileceğim, dedim

Bir sürü mazeret sıraladı,

Aslında ben Türkçeyi seviyorum amma, dedi


Ve geçen gün gördüm ki Türkçeyi seven (!) bu zat

Biraz daha zenginleştirmiş kelime dağarcığını

Sözcük sonlarındaki “r” yi de kaldırmış maşallah, dil uzmanıdır (!) ya

Ole, bay, ful, dog, partner

Geliyo, gidiyo…


İnsanoğlu, ruhsal gerilimden kurtulmanın bir yolunu buluyor,

Dedim:

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, demiş Ziya Paşa

Ya birde Türkçeyi sevmeseydin sen?


Allah’ım, sana şükürler olsun,

Ya bu zat birde Türkçeyi sevmeseydi!

Nice olurdu halimiz.

***

Güzel söz: yaşamın acı yanı, çabuk sona ermesi değil, bizim yaşamaya çok geç başlamamızdır. ( W.M.Lewis)

18 Mayıs 2013 Cumartesi


SELAMUNALEYKÜM/ALEYKÜMSELÂM


Aramız limoniydi epeydir

Boşta mı bulundu ne

Selamünaleyküm dedi bir gün

Yanımdan geçerken.

Mecburen, aleykümselâm dedik biz de


O gün o mu candan verdi selam

Yoksa selamına yanıtım içten mi oldu bilmem

Eriyip gitti buzlar birden.


***

GÜZEL SÖZ: Yaşayanlar kapar ölenlerin gözlerini, ölenler açar yaşayanların gözlerini ( Afrika Atasözü )



17 Mayıs 2013 Cuma

NE OLA?



Kelebekler, aslanlar, ceylanlar, yunuslar

Bülbüller, güller, nergisler

Fasulyeler, biberler…

Bütün güzel sözler, övgüler sizlere…


Oysa düşünün şöyle bir lâtif insanlar

Ben de varım bu dünyada

Onların veremediklerinin nicesini

Sizler için yapıyorum da değilsiniz farkında

Övgü dolu sözler etmeseniz de adımı duyunca

Suratımı buruşturmayın ne olur!



2 Mayıs 2013 Perşembe




DİPLOMA



Tozpembe iken dünya ona

Ve

Güvenli eller sarmışken dört yanını

Yarınlardan endişesizken

Anlayamadığı bir şeyler oldu da

Toz duman oldu her yan

Ve gözlerini açtığında

Yapayalnızdı artık.


Tutunmak istediyse de bir yerlere olmadı

Kapılar açılsın istediyse de nafile


Ne olmuştu neler olmuştu da

Düşmüştü çaresizlik girdabına dersiniz?


Ama artık, fazla düşünmemeliydi bunu

Anlamı da yoktu belki

Denize düşmüş gibi yılana sarılmanın.

Ve

Ve bir akşam başı elleri arasındayken

Rahmetli dedesini anımsadı Güngör

Kâğıt parçası olarak gördüğün o diploma var ya… demişti

Demişti de uzun uzun nasihat etmişti.


Güngör için, gelmez denilen kara günler gelmişti işte

Dedesinin, “almalısın” dediği diploma ışıktı ona şimdi işte.


Ve birden gözleri ışıl ışıl oldu Güngör’ün

Sandıktan çıkartırken diplomasını

Yanakları al al oldu

Ve, bu bir imtihan olsa gerek, dedi. Heyecanlandı, umutlandı

Dedesini anımsadı, gözleri doldu.





1 Mayıs 2013 Çarşamba

İLAHİ


Allah için çıktık yola

Hu diyelim doya doya

“Oku” diyen Yaradan’a

Okuyalım, hamdedelim


Namaz ile pak olalım

Oruç ile ak olalım

Kalp kırana yad olalım

Zekat verip şad olalım


Günahkârız belki biz de

Lütuf vardır çokça sende

Ümitsizlik yoktur bizde

Sabredelim şükredelim


Millet için ümmet için

Ol dediğin her şey için

Işık saçan yüce için

Dua bizden takdir senden.




ŞİŞE ve MİSÂL ya da

HEP DÖRT AYAKÜSTÜNE DÜŞER O


Çat kapı kapı çalmak âdeti değildi

Uzun uzun anlatmak olanaksız şimdi

Çaldı kapısını olmayacak bir saatte

Ve dedi:” Ben geldim …”

Buyur etti yürekten o, kapısı çalınan

Derli topluydu evi

Derli topluydu kendisi

Bu durum gösteriyordu ki kapıyı çalan için;

Ya bir yere gidecekti kapısı çalınan

Ya da biri gelecekti…

Özür diledi kapıyı çalan, hemen gidebileceğini söyledi

Güldü muhatabı, “ Niye ki?” dedi. “ Buradayım işte.”

- Ev düzgün sen düzgün…

- Ne var bunda, doğru olan bu değil mi?

Kem küm etti gelen:

- Ne bileyim, dedi. Ben bu değilim de… Sen hep böyle misin?

Anlayana sivrisinek sazdı, tıngırdatmanın tam zamanıydı:

- Dersin ya benim için sen… Dört ayağı üzerine düşer hep o.

- …

- Sen süre istersin hazırlanmak için her zaman her yerde hep.

- …

- Ben hazırımdır olabildiğince, her duruma her zaman her yerde hep.