YAPTIĞI YANINA KAR KALACAK
Kendi düşen ağlamaz
Görmüş geçirmiş kadındı babaanne
Torun, toydu
“Yarını boş ver be yavrum” dedi deneyimli kadın,
“Gel, yarına hazır ol yap ödevini
Mahcup olma, soğuk terler dökme hocanın karşısında”
— Her şey hazır babaanne dedi torun,
On dakikalık işim kaldı zaten, yarın sabah hallederim şipşak”
— Şimdi hallet, bırakma yarına
Sinirlendi torun, sesini de yükseltti
—Yarın sabah halledeceğim.
—Şimdi halletsen de yarına bırakmasan işini
—Şimdi diziyi halledeceğim yarın sabah da o işi halledeceğim.
Babaanne, haddini bildi sustu,
—İnşallah, dediğin gibi olur, dedi içinden.
***
Feryat figan uyandı ertesi sabah babaanne,
Evlat ne yapacağını bilemez haldeydi
Bu da olur muydu?
Bu ne çaresizlikti
Ya birde sekize kadar gelmezse elektrik
Bilgisayar çalışmayacaktı
O kadar emek orada kalacaktı
Ne diyecekti hocasına şimdi
“Maşallah mazeret de bol sende deyince”
Eller dizi dövdü,
Babaannenin gözleri ile örtüştü gözü,
“ Nah kafa!” dedi torun amma kaç para
Yapacak bir şey yoktu artık
Bekleyip görmekten başka
Sekize kadar elektik ya gelecekti
Ya da
Aldığı ders yanına kar kalacaktı.
31 Mayıs 2013 Cuma
19 Mayıs 2013 Pazar
TÜRKÇEYİ SEVEN ZAT
“ O makama getirenlere ve tutanlara “
“Tamam” ı tamamen unuttuğu için soğudum ondan
Çocuk programları sunucusuydu televizyonda
“ Okey” i silmezsen dilinden,
Ben seni defterimden sileceğim, dedim
Bir sürü mazeret sıraladı,
Aslında ben Türkçeyi seviyorum amma, dedi
Ve geçen gün gördüm ki Türkçeyi seven (!) bu zat
Biraz daha zenginleştirmiş kelime dağarcığını
Sözcük sonlarındaki “r” yi de kaldırmış maşallah, dil uzmanıdır (!) ya
Ole, bay, ful, dog, partner
Geliyo, gidiyo…
İnsanoğlu, ruhsal gerilimden kurtulmanın bir yolunu buluyor,
Dedim:
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, demiş Ziya Paşa
Ya birde Türkçeyi sevmeseydin sen?
Allah’ım, sana şükürler olsun,
Ya bu zat birde Türkçeyi sevmeseydi!
Nice olurdu halimiz.
***
Güzel söz: yaşamın acı yanı, çabuk sona ermesi değil, bizim yaşamaya çok geç başlamamızdır. ( W.M.Lewis)
18 Mayıs 2013 Cumartesi
SELAMUNALEYKÜM/ALEYKÜMSELÂM
Aramız limoniydi epeydir
Boşta mı bulundu ne
Selamünaleyküm dedi bir gün
Yanımdan geçerken.
Mecburen, aleykümselâm dedik biz de
O gün o mu candan verdi selam
Yoksa selamına yanıtım içten mi oldu bilmem
Eriyip gitti buzlar birden.
***
GÜZEL SÖZ: Yaşayanlar kapar ölenlerin gözlerini, ölenler açar yaşayanların gözlerini ( Afrika Atasözü )
17 Mayıs 2013 Cuma
NE OLA?
Kelebekler, aslanlar, ceylanlar, yunuslar
Bülbüller, güller, nergisler
Fasulyeler, biberler…
Bütün güzel sözler, övgüler sizlere…
Oysa düşünün şöyle bir lâtif insanlar
Ben de varım bu dünyada
Onların veremediklerinin nicesini
Sizler için yapıyorum da değilsiniz farkında
Övgü dolu sözler etmeseniz de adımı duyunca
Suratımı buruşturmayın ne olur!
Kelebekler, aslanlar, ceylanlar, yunuslar
Bülbüller, güller, nergisler
Fasulyeler, biberler…
Bütün güzel sözler, övgüler sizlere…
Oysa düşünün şöyle bir lâtif insanlar
Ben de varım bu dünyada
Onların veremediklerinin nicesini
Sizler için yapıyorum da değilsiniz farkında
Övgü dolu sözler etmeseniz de adımı duyunca
Suratımı buruşturmayın ne olur!
2 Mayıs 2013 Perşembe
DİPLOMA
Tozpembe iken dünya ona
Ve
Güvenli eller sarmışken dört yanını
Yarınlardan endişesizken
Anlayamadığı bir şeyler oldu da
Toz duman oldu her yan
Ve gözlerini açtığında
Yapayalnızdı artık.
Tutunmak istediyse de bir yerlere olmadı
Kapılar açılsın istediyse de nafile
Ne olmuştu neler olmuştu da
Düşmüştü çaresizlik girdabına dersiniz?
Ama artık, fazla düşünmemeliydi bunu
Anlamı da yoktu belki
Denize düşmüş gibi yılana sarılmanın.
Ve
Ve bir akşam başı elleri arasındayken
Rahmetli dedesini anımsadı Güngör
Kâğıt parçası olarak gördüğün o diploma var ya… demişti
Demişti de uzun uzun nasihat etmişti.
Güngör için, gelmez denilen kara günler gelmişti işte
Dedesinin, “almalısın” dediği diploma ışıktı ona şimdi işte.
Ve birden gözleri ışıl ışıl oldu Güngör’ün
Sandıktan çıkartırken diplomasını
Yanakları al al oldu
Ve, bu bir imtihan olsa gerek, dedi. Heyecanlandı, umutlandı
Dedesini anımsadı, gözleri doldu.
1 Mayıs 2013 Çarşamba
İLAHİ
Allah için çıktık yola
Hu diyelim doya doya
“Oku” diyen Yaradan’a
Okuyalım, hamdedelim
Namaz ile pak olalım
Oruç ile ak olalım
Kalp kırana yad olalım
Zekat verip şad olalım
Günahkârız belki biz de
Lütuf vardır çokça sende
Ümitsizlik yoktur bizde
Sabredelim şükredelim
Millet için ümmet için
Ol dediğin her şey için
Işık saçan yüce için
Dua bizden takdir senden.
Allah için çıktık yola
Hu diyelim doya doya
“Oku” diyen Yaradan’a
Okuyalım, hamdedelim
Namaz ile pak olalım
Oruç ile ak olalım
Kalp kırana yad olalım
Zekat verip şad olalım
Günahkârız belki biz de
Lütuf vardır çokça sende
Ümitsizlik yoktur bizde
Sabredelim şükredelim
Millet için ümmet için
Ol dediğin her şey için
Işık saçan yüce için
Dua bizden takdir senden.
ŞİŞE ve MİSÂL ya da
HEP DÖRT AYAKÜSTÜNE DÜŞER O
Çat kapı kapı çalmak âdeti değildi
Uzun uzun anlatmak olanaksız şimdi
Çaldı kapısını olmayacak bir saatte
Ve dedi:” Ben geldim …”
Buyur etti yürekten o, kapısı çalınan
Derli topluydu evi
Derli topluydu kendisi
Bu durum gösteriyordu ki kapıyı çalan için;
Ya bir yere gidecekti kapısı çalınan
Ya da biri gelecekti…
Özür diledi kapıyı çalan, hemen gidebileceğini söyledi
Güldü muhatabı, “ Niye ki?” dedi. “ Buradayım işte.”
- Ev düzgün sen düzgün…
- Ne var bunda, doğru olan bu değil mi?
Kem küm etti gelen:
- Ne bileyim, dedi. Ben bu değilim de… Sen hep böyle misin?
Anlayana sivrisinek sazdı, tıngırdatmanın tam zamanıydı:
- Dersin ya benim için sen… Dört ayağı üzerine düşer hep o.
- …
- Sen süre istersin hazırlanmak için her zaman her yerde hep.
- …
- Ben hazırımdır olabildiğince, her duruma her zaman her yerde hep.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)