27 Ağustos 2022 Cumartesi

 


 

SAHAF

 

Sarı saçlı, gür kaşlı, uzun boylu, davudi sesli adam bir yemin etmeyi bir de “emin ol” sözünü sevmez idi. Adı Ferhat’tı.

Ferhat, kitapları çok sever idi. Bu aşk onda ilkokulda başlamış günümüze kadar devam etmiş idi. Evinin dört bir yanı kitap dolu idi.

Geçen gün Gediz hem bir bardak kahve içmeye hem de sohbet için gelmişti. Arkadaşlar hayat koşuşturması içerisinde bir senedir görüşmüyorlardı.

Bir aralık Gediz:

-Maşallah yeni kitaplar görüyorum üstat dedi

Ferhat gülümsedi.

Kapının yanındaki rafı göstererek

-Biraz azaltacağım, dedi. Aklında olsun isteyen olursa şu kapının yanındakileri vereceğim birine.

Ferhat’ın hayatta kurmayacağı bir cümle idi bu. Laf olsun diye söylemişti.

Ferhat zaman zaman sahaflara uğrar oralardan çok değerli kitaplar satın alırdı. Geçen gün de bir sahafa uğramış oradan bir maaşını vererek çok eski bir kitap almıştı. Oradan gelince de kapının yanındaki rafta yer alan kitapları boşaltarak sahaflardan aldığı kitapları oraya yerleştirdi. Gayesi bu akşam konuk olarak gelecek Deva’ya hava atmaktı.

Ferhat yorgunluk atmak için Türk kahvesi yaptı. Kahvesini bitirdiği anda da kapı çaldı. Kimseyi beklemiyordu. “Hayırdır inşallah” diyerek kalktı.

Gelen Gediz’di. Yanında da bir kâğıt toplayıcısı. Ferhat öyle tahmin etmişti kılık kıyafetinden. Gediz, “ Kurtulmak istediğin kitaplar için getirdim arkadaşı” dedi.

Ferhat o anı anımsadı.Titredi. O, Laf olsun diyede olsa verdiği sözü yiyemezd,

Gediz, getirdiği adamı teklifsizce kapının yanındaki rafın önüne  götürdü. “ İşte bunlar “dedi.” Al götür.”

Gediz’in getirdiği adam bir sarraf idi.Hazırlıklıydı.Kendisine verilen  kitapları görünce gözleri parladı. Bir Ferhat’a baktı bir Gediz’e. Sonra da göz açıp kapayıncaya kadar.kitapları toplayıp gitti.

Ferhat, şoke olmuştu. Nutku tutulmuştu. Şaşkınlık ve öfkeden konuşamaz durumdaydı.

Gediz bir şeyler olduğunu hissetti ama ne olduğunu anlayamadı.

 

                                

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder