27 Şubat 2012 Pazartesi

TENCERE

Tencere yuvarlandı
Kapağını buldu
Tencere yuvarlandı
İçindekiler döküldü
Aç kaldık…


Güzel söz:
En yüksek sevgi ilahi sevgidir ve bütün sevgilerin kaynağı da odur. (İbn Arabi)

26 Şubat 2012 Pazar

YALAN

Duydum ki münhalmış yüreğin Nesrin’im
Derim ki, gel bir kez daha deneyelim
Bir şans daha ver, gel bu mütefekkire sen
Sözüm söz, hezimet olmayacak dün gibi bu da.

Derinden de derin olacak sevgimiz
Bir de takviye sözüme, giderse hoşuna bak
“Kalp neyle doluysa, dudaklardan o dökülür.”
Yanılmıyorsam söz Gorthe’nindi, benden de imza altına
Bu kaçıncı masal deme ne olur
Geçti Bor’un pazarı deme ne olur.

Dersen mi,
Akıllanmışsın derim, mutlu olurum.

25 Şubat 2012 Cumartesi

YÜRÜK SEMAİ


“Yürük semai “ de ne ola ki demeseydi
Bunlardan hiçbiri olmayacaktı,
Yuf borusu çalınmayacaktı
Ben “ Nasipten öte yol yok.” demeyecektim
Tanınmış şair ile tanınmamış şair
Şiir kelimeleri için sözlüğe bakılır mı bakılmaz mı?
Tartışmasına girmeyeceklerdi.

“Yürük semai” de ne ola ki demeseydi
Aperatif almayacaktı sarı saçlı o kadın
Canı sıkılanlar olacaktı belki ama
Sahi,
Taş plakta çalan “ Yürük semai değil mi?” diyen kimdi.

24 Şubat 2012 Cuma

YENİ ŞİİRLER YAZMAYA SOYUNMAK

Yeni şiirler yazmaya soyundum
Soğuk bir kış gününde
Beş ayrı saatte beş ayrı yerde…

Kelimeler dudaklarımdaydı Hisar Park’ta
Saat 4.15’ti, zifiri karanlıktı her yan
Nallıkaş’ı gelince aklıma
Kâinatta bir o yer var sandım
Zamk oldu tutundu kelimeler dudaklarıma
Ve ayrılırken oradan ellerim böğrümde
Gözyaşları dökülüyordu yanaklarıma…

Ulus insanları ilham vermiştir hep bana
Aynı neticeye erişmek umuduyla
İnince Hisar Park’tan Ulus’a
O gün o saatte dört insan gördüm heykel önünde
İkisinin elleri cebindeydi biri dalgın
Biri ile göz göze geldim o demde
O gözler tuttu mısraları
Saat 5’ti
Hoş, alımlı bir kadın sabahın beşinde
Ulus Heykeli’nin önünde, benim gibi sancılı mı ne?

Altındağ şiir akşamının tadı
Dün akşamdan damağımdaydı
Yunus Emre Kültür Merkezi’nin önünde
Salonun içinde gibi gözlerim
Şairlerin birbirinden güzel şiirleri
Dinleyenler arasında kimler yoktu ki
Çoluk çocuk genç yaşlı
Gran tuvaletli şiir âşıkları
Ve yaşamına renk katmaya çalışan meraklılar ve
Her şiir sonrasında kopan alkışlar
Tufan oldu da geldi yanıma sanki
Aldı dudaklarımdan dökülmek üzere olan mısraları
Gerçek şairlere ayıp olacak şimdi dercesine.


İşkembe çorbacısında işkembe içmeyeli yıllar oldu
Karşı bulvarda bir işkembeci, dopdolu bu saatte
İçlerinde ben de olmalıyım, gidermeliyim özlemimi derken
Mısralar bir başka rahatsız etmeye başladı;
Döküleceklerdi artık, tutmak olanaksızdı
Hafızam zayıftı, kâğıt kalem çıkartmıştım ki not için
“Amca ”dedi biri, “Kalemini verir misin bir dakika.”
Amca diyen amcam yaşındaydı, gülmeli mi ne etmeli
Bildiği o kadardı, saf… Kalemi uzattım, mısralar uçtu.
Saat sekiz olmuştu.

İnadım inat bende
Getirileri mi çok oldu götürüleri mi derseniz
Tartışmam, mevzu bu değil inadım inat
Şiir yazmaya soyundum bugün, şiir yazılacak
Gelirse ilham dökeceğim dudaklarımdan güzel oldu diyeceğim
Gelmezse, alt alta üst üste edeceğim kelimeleri ve dizeceğim;
Kaşıktan dönenin kaşığı kırılsın
İlhamı bekleseydim dünden bugüne
Alkışlar dört şiirime olurdu, o da belki.

23 Şubat 2012 Perşembe

KELİME HAZİNEMİZİ ZENGİNLEŞTİRELİM Mİ?

KUDRET: Güç, iktidar
RAHMET: Birinin suçunu bağışlama
KÂFİR: Allah’ın varlığını ve birliğini inkar eden, sevilen bir kişiye takılmak için söylenen bir söz
RAHMAN: Herkese ve her canlıya merhamet eden
RAHİM: Acıma, esirgeme
AMADE: Hazır
MÜMİN: İnanan, iman etmiş
DALALET: Doğru yoldan ayrılma, sapkınlık
KAVİM: Ortak kültüre sahip insan topluluğu
ŞEFAAT: Bir kişinin suçunun bağışlanması ya da bir dileğinin yerine getirilmesi için Peygamberin o kimse ile Allah arasında yaptığı aracılık
MAĞFİRET: Bağışlama
ESTAGFURULLAH: Övülen bir kimsenin alçak gönüllülük göstermek için kullandığı bir söz
Helak: Ölme yok olma, ( mec.) bitkin bir duruma gelme veya getirilme
HİKMET: Allah’ın insanlarca anlaşılamayan amacı, gizli sebep, öğüt verici söz
MENZİL: Yolculuklarda dinlenmek amacıyla durulan yer, iki konaklama arasındaki uzaklık

15 Şubat 2012 Çarşamba

İNGİLİZCE- TÜRKÇE KELİME HAZİNEMİZİ ZENGİNLEŞTİRELİM Mİ?

MUCH EASTER: Çok daha kolay
İNSURANCE: Sigorta
LİFE: Hayat
NOWADAYS: Bugünlerde
TAHAT’S LİFE: İşte hayat
FARM: Çiftlik
WELL: İyi, elverişli
TEA: Çay
ONCE: Bir defa
COAST: Sahil
PİLE: Kazık
TOAST: Tost
BREAD: Ekmek
TURKİSH DELİGHT: Lokum
CONTEST: Yarışma
CLOTHES: Giysi, elbise
BALL: Top
DRAW: Berabere kalmak
WELL DONE: Aferin
CONGRATULATİONS: Tebrikler
TİE: Beraberlik
Win: Kazanmak
POİNT: PUAN
PRİCE: Fiyatlandırmak
FİT: Formda
TO HAVE: Sahip olmak
TO HASSLE: Tartışmak
LİFE İS TOO SHORT: Hayat çok kısadır
THERE: Orada

11 Şubat 2012 Cumartesi

“ SENİ SEVİYORUM”LU ŞİİR

Yedi düvel nazar değmesin istedi aşkına
O aşk ki saf o aşk ki belki yüceydi
O aşk yaratanın dileğiydi

Öyle bir kısraktı ki tutulduğu
Diriydi, doruydu, şahlanışı bir başkaydı
Öyle de bir kişnerdi ki bazen
Diken diken ederdi tüylerini
Zihni yarılırdı da o an
Bağdaş kurup oturmak isterdi göğe.

Ve bir gün öyle bir çifte yedi ki ondan o
Hak ettiğinden fazla mı değer vermişti ona ne
Akbabalar, tilkiler, sırtlanlar,
Berbat bir havada bir duldada
Karabasanı oldu,
Aksakallı bir ihtiyar uyandırıp sordu:
Nasıl şiir?

Anlamadım, dedi
Acıdı bana demesi iftira mı olur ona bilinmez amma
Gözlerini gözleri ile örtüştürüp,
“ Seni sevdim” dedi dedecik
Verdiği manaya bozulur gibi olmuşsa da
Seni sevdim, deyip düzeltti onu
Vakti zamanı gelmişti belki
Sabahın köründe yine
Uzun uzun ötmeye başladı Denizli horozu
Yıllardım bu saatlerde o horoz hep öterdi
Ve o ona hep, uykumdan uyandırdın diye küfür ederdi
Bugün etmedi
Bununla da yetinmedi
Dededen ilham alıp “ seni seviyorum horoz” dedi

Horoz’un hoşuna gittiğinden mi bu söz bilinmez
Kendini aştı, bir kez daha şakıdı horoz
Gün dünün aynasıdır ya
Az sonra da az evvelin aynası olacak belki
Seni seviyorum, ona bile iyi geldi,
Bu iyilik sürdü akşama dek
Günü tüketip dönerken eve
Şekerciden bir horoz şekeri aldı canım benim
Seni seviyorum, dedi kıtlatmadan önce
Sonra, yıldızlara takıldı gözleri
Adlandırdı onları, Ayşe, Fatma, İlyas, Hurşit
Hala, teyze, enişte, bacanak, bacı
Onlardan bazıları ahrette idi şimdi
Gidenler gitti,
Kalanlara, bir punduna getirip
“ Seni seviyorum” diyebildi mi bilinmez amma
“Nasıl şiir?” sualine yanıtı,
“ O biçim!” oldu.

9 Şubat 2012 Perşembe

B PLÂNI

- Şikayeti geç, dedi çocuk
Parkta biraz dertleşmişlerdi.

Adam, burnunu çekerek,
- Nasıl yani? dedi
- Şikâyet etmekle sorun çözülmez diyorum.
- Bak hele büyümüş de küçülmüşe,eeeee?
- Reçeten nedir? B plânın nedir?

Bir an, uzaklarda bir yere baktı adam,
Reçetenin ne demek olduğunu anlamıştı da,
“B plânı” da ne demekti ki?


***
GÜZEL SÖZ:
Dünyada her şeyin bir güzelliği vardır
Fakat her göz onu göremez.
Ç,n Atasözü

8 Şubat 2012 Çarşamba

GÜZEL SÖZ:

KENDİ DİŞLERİMİN ARASINDA OLMASINA RAĞMEN KENDİ DİLİME HÂKİM OLAMIYORSAM, BAŞKALARININ DİLİME NASIL HÂKİM OLAYIM?
( BENJAMİN FRANKLİN)

***

BOSTAN

Kapatmadan gel gözlerini bostana
Gel de gör değişimi bir daha
Ve hâlâ dersen ki sonra, mutsuzum ben
Çekelezi görüver, çekemi gör
Çayırteresini…
Ve çek kendini köşeye dost
Konuş, açık seçik
Ve haydi gel
Azıcık gülümseyiver dünyaya.

3 Şubat 2012 Cuma

BU NE HEYECAN!


Bu ne heyecan dostlar
Hepiniz uzman kesildiniz
Biriniz der,
“Ben demedim mi?”
Biriniz der,
“Bunun böyle olacağı belliydi.”
Biriniz de,
“Hesap ver hesap…”
Hele hele sen,
Meselenin m’sini bile bilmeyen
Sen bari sus ne olur…
3 OCAK

SEVGİLİ GÜNLÜK,

Bu gece, MEVLİD KANDİLİ…
Hep, bir şey (ler) bir şeye ya da bir şeylere vesile olmaz mı? Öyle olması gerekmez mi?
Aranmak kimin hoşuna gitmez?
Bir vesile ile kutlanmak kimleri mutlu etmez?
Ya da ilerleyen zaman içerisinde bir vesile ile size” merhaba” diyen için gerektiğinde daha çok çırpınmaz mısınız?
Bu gece Mevlid Kandili.
İşte vesile sana… ( Bana mı deme boşuna, sen bir sembolsün)
Durup dururken, ne diye arayayım onu, arasam bile ne diyeyim şimdi ona mı diyorsun?
Bu gece Mevlid Kandili.
Gel,
Aranız limoni olan birini ara, mutlu olacaktır.
Sana öyle ya da böyle emek veren öğretmenini ara mesela.
Anneni ara. ( Anne derken baba da kastediliyor, anneanne de kastediliyor; ailen kastediliyor)
Yıllardır görüşmediğin bir akrabanı ara, bağını kuvvetlendir.
Bir vesile ile telefonuna kaydettiğin birini ara. ( Mutlu olmama olasılığı mutlu olasılığından daha azdır.)
Özel günler önemlidir( tüm eleştirilere rağmen ) , bugün de özel bir gün.
Aramayı beklemeden aramak da özeldir. Kaybettirmez kazandırır.
Bu gece Mevlid Kandili.
Mevlid Kandilin kutlu olsun Günlük.
Ben bu cümleyi kullanmaktan, memnun oldum, cevap veremesen de bu bile benim için kazanç değil mi?
KANDİL’İN KUTLU OLSUN.
Geç böyle şeyleri diyenlerden olsan da söyle bana:
“Kandilin kutlu olsun, diyen biri mutlu etmez mi seni?”

***

MEVLİD KANDİLİNİZ KUTLU OLSUN, HAYIRLARA VESİLE OLSUN ( AMİN!)