23 Nisan 2018 Pazartesi


ET ve LEVENT


Kâh yürüyorlar kâh duruyorlardı. Konuşuyorlardı:

- Ne oldu?

-Yok bir şey.

-Var var sen bozuldun bir şeye.

- Yok canım. Niye bozulacağım ki?

- Bozuldun, böyle değildin gelirken.

-Yok bir şey dedim ya

- Beni kandıramazsın, var bir şey.
...

- Haydi söyle

- Bir şey yok ki ne söyleyeyim.

- Uğraştırma beni
...

- Annem mi?

- Uzatma lütfen

- Tabii ya... Tahmin etmeliydim, ne söyledi?

- Saçmalıyorsun ama.

- Bakkala gittim ya, o zaman yetiştirdi değil mi?
...
- Ne söyledi?

- Bir şey mi söylemesi gerekiyordu?
...
...
- Bak kötü yemin veririm.
...
- Bizi dinlemiş değil mi?

- Ne?

-Tuncay’la konuştuklarımı dinlemiş diyorum.

- Bilirsin ki annen böyle bir şey yapmaz.

- Hem söyledi hem de “söyleme sakın”diye sıkı sıkı tembihte bulundu değil mi?

- İyice saçmaladın ama.

-Şunu kesinlikle bilmeni isterim ki abartır.”Söylediklerim kelimesi kelimesine doğrudur der ama değildir.”
...

- Mevzu kazıktan açılmıştı.

- Boş ver istersen ha.

- Yooo,boş ver olmaz. Konunun aslını bilmelisin ki bana hak veresin.
.......

- Evet evet, kazıktan bahsediyorduk o ara. Kazıktan mazıktan söz ederken, Tuncay, bir aralık:”Bana öyle bir kazık attı ki “dedi senin için.

- Benim için? Tuncay dedi... Ne kazığı atmışım ben ona?

- Bende yalan yok O öyle söyleyince ben de “atar “ dedim senin için.
- ...

- Buna mı bozuldun?

- Söyler misin bana lütfen, ne kazığı atmışım ben ona?

- Ne bileyim canım, işte, sizin bir ev işi mi varmış ne...

- Bizim bir ev işimiz falan yoktu ama onunkinden bahsediyorsan o başka.

- Ha işte!
...
- Sözde, seni anlar diye götürmüş ya, götürmüş de baktırmış ya.

- Ne olmuş o eve?

- Hiiiiiiç...

- Ne demek hiiiiiç?

- Bilmiyormuş gibi “Ne olmuş o eve?” diye soruyorsan da.

- Ne demek istiyorsun sen?
...

- Eve baktıktan sonra,” Bu ev sana yaramaz Tuncay “demedin mi?

- Bu paraya bu ev pahalı dedim. Bu parayla daha iyi bir ev alabilirsin dedim.

- Ona gelince pahalı sana gelince ucuz ha!

- Anlamadım!

- Neyse bunu boş ver de şimdi sen, neye bozuldun onu söyle bana.

- Ne demek ona gelince pahalı da sana gelince ucuz?

-Takma kafana... Ayıp da olsa, olur böyle şeyler her zaman. .Olmasa iyi olur tabii ama oluyor

işte.
- ...
-Açık konuştuğumu bilirsin, onun için de bu şekilde konuştuğuma bozulmamışsındır

herhalde.

-Yani şimdi o evi ben mi almışım?

- Olur böyle şeyler dedim ya.

- Peki niye taşınmıyorum o zaman? Niye boşu boşuna elin evine her ay dünyanın parasını
veriyorum?

- Sorduğun soruya bak, soğusun arası diye bekliyorsun.

- Delisiniz siz be...

- İnan şikayet olsun diye söylemedi, aklına kötü bir şey gelmesin ha.
...-

- Bilirsin o böyle şeyler önem vermez.

-Tamam tamam, kapatalım konuyu. Ne söylesem boş şimdi.

- Zaten ben de öyle söyledim.”Ne dersek diyelim boşa artık, onun için kapatalım konuyu

Tuncay.”dedim.”Ne de olsa arkadaşımızdır, hakkında ileri geri konuşmak, hele hele gıyabında

konuşmak hiç de doğru değil.”diye de ekledim.
...
...
- Fakat o ara ne oldu bilmem bırak o şeyi dedi senin için. Şeyin yerine başka bir şey dedi de ben o kelimeyi kullanmak istemiyorum.

-...

- Buna mı bozuldun yoksa sen?

-Yok canım!

- Peki neden sesini yükseltiyorsun o zaman?

- Sesimi falan yükselttiğim yok benim

- Çocuk mu kandırıyorsun sen?
...
- Sesini falan yükselttiği yokmuş beyefendinin.
...
...
...
 Ne zaman size gitmek için beraber çıksak, son zamanlarda yani,”Önce anneme uğrayalım”

dersin; ben de olmaz demem değil mi?

- Ne yapalım yani kadıncağız merak ediyor, hanım da burada olmayınca aç kalacak sanıyor beni. İşten çıkınca kendisine uğramam için ant veriyor, fena da olmuyor ama değil mi? Yoksa buna mı bozuluyorsun diyeceğim ama şimdiye kadar bir şey söylemedin.
- ...
- Ve sen her zaman daha kapıda...
...

- Sahi bir türlü aklım almıyor, niye öyle söylüyorsun?

- Ne söylüyorum?

- Anneciğim, işten çıkınca şöyle güzel tarafından bir kaç kilo kuzu eti alayım sana diye düşünüyordum ama unuttum; neyse bir dahaki sefere getiririm de, sen de güzel bir yufka yaparsın, yeriz ertesi gün beraber…
 ...
 Şikâyette bulundu, böyle böyle dedi de almıyor mu dedi annem.
- Hayır efendim şikayette falan bulunmadı, bulunmadı ama benim dikkatimi çekti işte.
Hem konu dağılsın hem de hani bir arkadaş olarak uyarayım dedim. Aslında kaç zamandır hatırımda da…
...

- Kadıncağız diyor mu ki sana , bir dahaki sefere, bana gelirken kuzu eti al diye?

- Ne diyorsun sen be?
...
- “Diyor diyor da almıyor” diye şikayet etti ha

- Değil dedim ya

- Paran var mı diye sordun mu?
...

- Bakma öyle, onu kastediyorum.

- Ben ne diyorum sen ne diyorsun.

- Canı kuzu eti istiyorsa gitsin alsın efendim.

- Bağırma!

- Ona verdiğim para ile birkaç kilo değil yüz kilo kuzu eti alınır. Domuz eti bile alınır.

- Saçmalıyorsun ama.

- Diyormuşuz da almıyormuşuz ha, lafa bakın be...

O andan sonra sustular; varacakları yere varıncaya kadar konuşmadılar.



...

GÜZEL SÖZ : BAŞARISIZLIKLAR HAYAT MENÜSÜNÜN BİR PARÇASIDIR VE BEN YEMEK SEÇMEM.




19 Nisan 2018 Perşembe

AMAN DİKKAT!

Alışmış olmalı artık
Takmıyor
Kanıksamanış olsa gerek
Hem kötü hem de tehlikeli

15 Nisan 2018 Pazar

KOMPETAN

Bir gruptuk
Hasbelkader oluşturulmuş,
Laf lafı açtı
Mevzu şiire geldi
Karalamışlığımız olmuştu gençlikte
Okumuştuk da yeri geldiğinde
Dediler Salih’e “okusana bir tane”
Yutkundu, döndü baktı bana
Dedi bu işin kompetanı burada
Sekiz çift göz döndü bana
Olmaz demek olmazdı
Ona yazdığım bir şiir geldi aklıma birden
Gözlerim dolu dolu oldu
Taa yürekten, yapmacıksız okudum
Ruhuna gitti mi bilmem amma
Ben bir hoş oldum!

5 Nisan 2018 Perşembe


İŞTE ADAM

Muazzam bir adamdı
Yakışıklı değildi
Dere kenarında büyüyen bir kavak değildi vallahi
Para pul dersen kendine göre
Sözcükleri de yutardı konuşurken belki amma
Hani derler ya
Bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
Eli öpülesi bir adamdı
Adam gibi adamdı

3 Nisan 2018 Salı

DESTUR
Destur istedik
Destur dedik
Bir tepsi baklava geldi önümüze
Ne alaka diyecekseniz belki amma
Niyetimiz iyi değildi pek
Baklava yumuşattı bizi
Bilerek mi yaptı bilmez lakin
İyi düşümdük iyi oldu.