30 Ağustos 2018 Perşembe

KARPUZCU HÜSNÜ’NÜN KARISI -14-

Kavileştirdiğim yere geldiğimde herkes ortadaydı. İki kamyonet
de hazırdı. Ayarladıkları kamyon, anlattıklarına göre, iş çıkınca oraya gitmiş, arkadaşlar da o büyüklükte bir kamyon bulamadıklarından iki kamyonet ayarlamışlar.
Oraya varır varmaz, tüm hırsımı onlardan almak için çıkıştım:
—Bana bakın dedim, sırf söz verdiğim için geldim, bu benim
için son. Ben karpuzcu muyum? İyi ki birine bir karpuz seçtik.
Sen hele bunları kan kırmızı karpuzlarla bir doldur da dediler,
bakarız.
Keyifsizdim, arkadaşlar da hissetti:
-Bir şey mi, oldu dediler.” Canın sıkkın.”
-Yok dedim, soğuk bir sesle.
Ne anlatayım onlara. Böyle böyle oldu, karım da böyle mi dedi
diyeyim ama Saaddin ( huyunu hiç sevmem )
— Karıdan fırça yemiştir, dedi.” Ne yaptın da kızdırdın yengeyi?
Söylediği lafa bak, der gibisinden gülümsedim, Allah da yardım
etti, yol kenarında kavga eden iki kişi gördük, mevzu dağıldı sonra da karpuz pazarına varıncaya kadar hiç konuşmadık.
İkindiye kadar orada kaldık. Arkadaşlar kamyonetlerle ve de
heyecanla pazara, ben de çiçekçiye gittim. Karımın sevdiği çiçeklerden büyükçe bir buket yaptırdım. Bir an evvel eve erişmek heyecanı ile taksiye bindim.
Merdivenlerden heyecanla ve de adeta koşarak çıktım. Kapının önünde biraz soluklandım. İlk defa karşı cinsten biri ile buluşacakmış gibi üstümü başımı düzelttim, ellerimle saçlarımı taradım ve de zile bastım.

DEVAMI VAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder