23 Şubat 2014 Pazar


NE MUTLU SANA


Sen ki diyorsan alnım ak
Sen ki diyorsan yüzüm pak
Sen ki diyorsan göğsünü gere gere
Ben hoşnudum kendim ile
Ne mutlu sana…

Sen ki diyorsan gelecek benim
Sen ki diyorsan yaşam benim
Sen ki kabullenebilmişsen günahını da
Ne mutlu sana…

Sen ki almadan verebilensen
Sen ki zararından dönebilensen
Sen ki ileride ışık görebilensen
Ne mutlu sana…

Sen ki affetmeyi bilebilensen
Sen ki doğruyu seçebilensen
Sen ki dünyaya gülebilensen
Ne mutlu sana dost,
Ne mutlu sana…

GÜZEL SÖZ:
ÇOCUKLUK SAFLIĞINI KAYBETMEYEN ADAMA BÜYÜK ADAM DENİR ( MENCİUS)

20 Şubat 2014 Perşembe

DUA

Gergin olduğu aşikârdı


Gidip sormasa çatlayacaktı,
Tüm gücünü topladı,
Gitti sordu.

Az evvele kadar gergindi gördüğü adam
Hem de pek,
Bu hayır olmayacaktı kendine amma
Yapacak da bir şey yoktu.

Bir anda
Az evvelki adam nerede
Şimdiki adam kim oldu

İsteyenin bir yüzü kara
Vermeyenin iki yüzü derler ama olsun dedi,
Çevirdi sözü
Soranın bir yüzü kara
Cevap vermeyenin iki yüzü dedi
Gitti sordu.

Dedesi Emin Baba
Huzur dolu bir adammış
Birden onu ve onun bir sözünü anımsamış
Canı rahmet istedi herhalde deyip
Davete icabet etmiş.

Dua etmiş.

6 Şubat 2014 Perşembe



ALTIN ANAHTARLAR


Alçak günüllü olmaya hacet yok. Başarılıyım ve de çevremde, sevilen biraz iddialı olur ama yiğidi öldür hakkını teslim et tezini onaylamak için saygı gören bir insanım demişti bir gün. Çünkü atasözleri ile aydınlanıyor onların verdiği mesajları mürşit olarak değerlendiriyormuş. En çok da şu üç atasözünü severmiş

1- Zararın neresinden dönersen kardır.
2- Öfke ile kalkan zarar ile oturur.
3- Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
İleride atasözüne dönüşür mü bilmem ama bir de kendi ürettiğim ve de bana getirisi çok olan şu sözü seviyorum demişti hasbıhalin bir yerinde: “ En ümitsiz olduğun bir anda bile gülümse. O gülümseme sana yeni bir kapı açacaktır.”

Atasözleri herkesin malum olduğu gibi atalarca üretilmiş ve de geniş bir kesimce benimsenip onaylandığı için de söylene söylene kuşaktan kuşağa aktarılmış sözlerdir.
Atasözleri yılların birikiminin bir anda bir cümle ile ifade edilmesidir. İfade edilmesinin de ötesinde söylenen sözün toplumca kabul görmesi ve de kullanılmaya başlanmasıdır.
Zararın meresinden dönersen kardır.
Bırakın sayfalar dolusu ciltler dolusu söz söylenebilir, yazı yazılabilir üzerinde.
Hani bir söz vardır, bakmak önemli değil görmek önemli.
Zararın neresinden dönersen kardır… Anlayan için ne bir müthiş bir söz. Anlayan için mürşit, anlayan için frene basma, anlayan için uçurumun kenarından dönme, anlayan için…
Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.
Ne kadar bilgili olursak olalım ne kadar ulvi olursak olalım ne kadar derya olursak olalım yaşamımızın bir yerinde kendimizi bazen bilmeyerek bazen de bilerek, bazen de bir oyuna gelerek bir yanlışın içerisinde buluveriyoruz.
Şöyle bir düşününüz, en iyisini, iyinin de iyisini düşünerek bir adım atıyorsunuz ve biri size diyor ki: “ Yanlış yapıyorsun, zarara gidiyorsun.”
Yaptığın kime göre yanlış, kime göre zarar?
Toplumun kabul ettiği değerlere göre cevabı bir dereceye kadar doğru ama toplumun her kabul ettiği doğru mudur dizce? Kızını dövmeyen dizini döver sözü mesela, doğru mu?
Bu konuda lehte ya da aleyhte ağzı lafı eden kişiler konuşsa konuşmaları bitince pek çok kişi şunu diyebilir:
—Bu söz bana göre çok doğru idi amma…
—Bu söz, onaylanması mümkün olamayan atasözlerimizdendi bana göre amma…
Konu dağıldı değil mi? Oflayıp puflayarak bir şeyler yapılabilir şu anda denilebilir.
Şu anda yapılacak tek şey herhalde, “yattı balık yan gider” deyip dağılan konuyu sürdürmek değil, zararın neresindensen kardır deyip frene basmak ve de asıl konuya dönmek de denilebilir.
Zararın neresinden dönsen kardır.
Güzel bir söz değil mi? Felsefi, yol gösterici. Beyaz bir sayfaya dönüş için bir fırsat. Sahi, herkesin bildiği bu harika sözü destur olarak yaşama geçirdiğiniz ve sonuç aldığınız bir olayı anımsıyor musunuz hiç? Ya da çoktan beri kendi isminizi andıktan sonra zararın neresinden dönersen kardır diyor musunuz? Yoksa diyorsunuz da bir ümit diyerek ya da yapması zor geldiği için son noktayı koymakta mı müşkülat çekiyorsunuz? Ya da zararın neresinden dönersen kardır deyip zarardan döndünüz de gerçek anlamda kara geçmekte mi zorlanıyorsunuz ya da kara geçtiğinizin farkında mı değilsiniz?
İnsanı en çok yıpratan insan için ömür törpüsü olan kararsızlık herhalde. Onun için demiş olmalı yaşayanlar, en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. Bazen, alenen kötü giden kötü gitme olasılığı da kuvvetli olan uygulamada pek de kar getirmeyen getirmeyeceği de belli olan bir iş içten vazgeçmek belki de en büyük kazançtır.
Haddizatında başarılı ve de mutlu olmak Kaf dağının ardına erişmekte daha kolay. Atalar, yaşamış, yaşadıklarından deneyim kazanmış sonra da gelecek nesillere ışık tutsun diye sonucu bir cümle özetleyivermiş. Bu özetten pay alabilen ve de yaşam felsefesi olarak faydalanabilenlere ne mutlu!