18 Nisan 2020 Cumartesi

DİNLEMEK VE FİKİR BEYAN ETMEK ÜZERİNE

İnsan olmanın bir gereği de içini boşaltmak isteyen bir insanı onu yargılamadan dinlemektir. Bu, işin bir yönü. Diğer bir yönü ise sürekli olarak hiçbir getirisi olmayan boş sözler sarf etmemektir.
İnsan hata yapar. Yanlış da yapar. Bir eylemi iyi olacak diye gerekleştirir sonu beklemediği şekilde kötü bitebilir. Bunların hepsini çok bilinen şu sözle ifade etmek mümkündür: Hatasız kul olmaz.
İnsanoğlu, eline fırsat geçince konuşur.
- Ah ne o sözü ona nasıl söyledin!
- Ah onu o şekilde nasıl bıraktın?
- Nasıl oldu da son söyleyeceğimi ilk söyledin? Yakıştı mı
sana?
- Onun aklına nasıl uydun? Nasıl kandın?
- Her doğrunun her yerde söylenmeyeceğini bir türlü
öğrenemedin için bu haldesin.
- Kaç kez söyledim sana, senden adam olmaz. Sen
akıllanmayacaksın.
- Bu devirde
Örnekleri çoğaltmak olanaklı.

Atalarımızın her sözünde bir hikmet vardır. Öyle
olmasında da şaşılacak bir şey de yoktur. O sözler binlerce yaşanmışın süzgeçten geçirilerek ifade edilmesidir. Onların söylediklerini pek azını bile dinlesek, gereğini yapsak, yaşama geçirsek hayatımızda o kadar çok şey olumlu yönde değişmez mi?
Geçmiş için hayıflanıp duranlar için şu sözü bir cümle ile anımsatmak gerekmez mi acaba?
“ Ölmüşle olmuşla çare yok.”
Söylenmemsi gereken bir söz söylenmiş, yapılmaması
gereken bir iş yapılmış olabilir. Onun için kişinin kendini ya da bir başkasını suçlayıp durmanın fazla bir anlamı var mı sizce?

“ Her yanlış söz, her yanlış iş geleceğin sermayesidir.”
.
Sorununu paylaşmak isteyen birine sorununu paylaşan
kişinin şu sözleri söylediğine zaman zaman şahit olmuşsunuzdur:
- Sen bunu nasıl yaptın?
- Öfke ile kalkan zararla otur demiş atalar. Bak öfke ile
kalkmışsın sonuç ortada. Ayıkla pirincin taşını şimdi.
Size derdini anlatarak içindekileri boşatmak isteyen kişinin duymak istediği bu ya da buna benzer sözler olabilir mi?
Bazı konular vardı ki “ şu doğrudur ya da bu
doğrudur demek mümkün değildir. Görecelilik yani. bazılarına göre yukarıdaki ifadeler size derdini anlatan insanlara uygun gelebilir. Onların doğru olduğunu söyleyebilirler. Bazıları da o insanlara karşı şöyle konuşulması gerektiğini ileri sürebilirler:
- Olan olan olmuş, boş ver, önüne bak sen.
Söylemesi kolay da uygulaması kolay mı bunu?
Ya şunu söyleyenler:
- Ya üzüldüğün şeye bak. Yıllar geçmiş aradan, hala burada
mısın sen.

İnsanoğlu işte. Herkesin ayrı bir dünyası var.
Acaba derdini anlatan, size içini boşaltmak isteyen bir kişiyi “ Onu dikkatle dinlediğini hissettirerek, mümkün olduğunca az sözcük kullanarak onu suçlamadan fikir beyan etmek ona daha mı iyi gelecektir?”

Sizden akıl istemediği halde ona akıl vermeye kalkmak sizce doğru mu? Atalar ne demiş “ iyi olur Allah’tan kötü olur kuldan”

Velhasıl, bize içini dökerek rahatlamak isteyen bir kişiye “ sana derdini anlatanda kabahat” dedirtmemeliyiz.

******

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder