7 Ağustos 2018 Salı


HÜSNÜ BEY’İN KARISI - 10-


- Abi, dedi yarın bana elli yüz tane karpuz alabilir misiniz?
Şaşırdım. Cevap vermediğimi görünce samimi olarak anlattı.
Hani derler ya aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.
Bayram öncesi, bayram harçlığını çıkartmak için karpuz sergisi
açacakmış…
Ben karpuzdan ne anlarım diyemedim. Ben desem de belli ki o anlamayacaktı.
— Nereden alacağız, dedim.
Söyledi. Kamyonla getiriyorlarmış. Oradan alınırmış.
— Ama bak, dedim. “Bir defalık.”
Sevindi.
—Tamam abi dedi. “Bir kere alıverin sizin gibi adım çıkarsa gerisi kolay.”
Espri niyetiyle “ Adın çıkacağına…. “ diyecektim
yanlış anlaşılır diye vazgeçtim
Ertesi sabah için kavilleştik. Gerçekten de tam
sözleştiğimiz saatte küçük bir kamyonetle geldi. Heyecanlaydı. Birkaç kez eşten dosttan para alarak bu işe giriştiğini vurguladı.
O kamyondan beş, bu kamyonda yirmi, şu sergiden üç beş derken kuşluğa kadar ben karpuz seçtim o parasını ödedi, öğle ezanı okunurken de mahallemize döndük. Teşekkür etti, teşekkürü “ Pazar ola” deyip kabul ettim.
Pazar alışverişini severim. Ertesi günü akşama doğru hanımdan da siparişleri alarak pazar yoluna düştüm. Tam pazara girerken bir de ne göreyim. Yol kenarında dünkü karpuzcu. Bir taraftan müşterilerle ilgileniyor bir taraftan bağırıyor:
“ Bunlar Hüsnü Bey’in karpuzu Kalmadı vallah, Hüsnü Bey’in karpuzları bu karpuzlar, bitmek üzere koş koş! Yarına yok vatandaş, sudan ucuz baldan tatlı, Hüsnü Bey’in karpuzları, hay maşallah.”
Yanımdan geçenler vardı. Kadınlardan biri yanındakine :
—Şuradan karpuz alalım mı? dedi. “Bak Hüsnü Bey’inmiş hem de.”
Yanındaki saf saf sordu:
— Hangi Hüsnü Bey’in?
—Herhalde Karpuzcu Hüsnü Bey’in. Baksana millet, Kapış kapış.
—Dönüşte alırız,
—Dönüşe kalır mı? Haydi mızmızlanma. Bir de Hüsnü Bey’in karpuzuna bakalım.
- …
— Ne o, niye güldün?
— Boş ver aklıma bir şey geldi de, haydi…
La havle çekerek duraksamamı bitirip pazara gittim. Dolaşırken Hamit Bey’e rast geldim. Güldü:
— Senden başka Karpuzcu Hüsnü de varmış, gördün mü? dedi.
—Ne, anlamadım? dedim. Hakikaten de anlamamıştım.
— Gelirken görmedin mi?
— Neyi?
— Adamın biri karpuzcu Hüsnü geldi deyip karpuz satıyor.
— Ne yapayım?
— Canım ne yapacan, o Hüsnü benim diyecek halin
yok ya.
Hamit Bey’e de geçen gün karpuz almıştım. Birden aklına gelmiş olmalı ciddileşti. Koluma dokunarak:
— Senin adından yararlanıyor olmasın, dedi.
— Benim adımdan ne yararlanacak, dedim.
Biri, fena çarptı omzuma. Söylendi de:
—Sohbet edecekseniz başka yerde sohbet edin, bu
kalabalıkta yolun ortasında. Koca koca herifler
Adam haklıydı. Hamit Bey
—Haydi, neyse dedi.” Hoşça kal deyip tezgâhlara
baka baka yürümeye başladı.”

Dönüşte, Karpuzcu Hüsnü yoktu yerinde. Ya karpuzları bitirmişti ya da zabıtaların uyarısı ile oradan ayrılmıştı
Akşam yemeğinin akabinde kahvemizi içerken kapı çaldı.

Devamı Var

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder