25 Mart 2020 Çarşamba


İŞTE KORONOVİRÜS, İŞTE GÜNGÖR, İŞTE DENİZ

Güngör, yerinden kalktı telefonun başına gitti. Güngör
otuz yaşında idi. Annesini aradı. . Annesinin önce halini hatırını sordu. Biraz sohbet etti sonra sorusunu sordu:
—Anacığım televizyon seyrediyorsun değil mi?
—Ya yavrum.
—Ha bak. yaşlılar yani ihtiyarlar sakın dışarı çıkmasın,
deniliyor. Sakın ola ki dışarı çıkma. Uzmanları dinle. Ne diyor uzmanlar “ 65 yaşın üzerindeki yaşlılar dışarı çıkmasın diyor.”
— Biliyorum yavrum. Kaygılanma sen.
—Babam da sen de 65’e geldiniz. Siz de yaşlandınız artık.Genç değilsiniz.. Evden mevden çıkmayın.
- …
— Bir ihtiyacınız olursa devletin verdiği numaraları arayın
ya da birine ayıp mayıp olur demeyin yalvarın aldırın.
—Tamam çocuğum.
—Bak tamam mamam deme. Bu işin şakası yok. Sonra
bana söylemedin demeyin. Yaşlandınız, ihtiyarladınız Bağışıklığınız zayıfladı. Evden çıkıp kendinizi de başkasını da şeye sokmayın.
—Tamam Güngör. Merak etme sen. Baban sesleniyor.
telefonu kapatıyorum ben.
—Babamı da dışarı koyuverme. Gerekiyorsa kapıyı kilitle.
Devlet, yaşlılar dışarı çıkmasın diyorsa bir bildiği vardır.
Irmak Hanım, yavaşça telefonu kapattı. Ağır adımlarla mutfağa gitti. Dün kendini zorlayarak da olsa virüs haberleri dinlemediğinden biraz da olsa moralli kalkmıştı yataktan bu sabah. Kendince güzel bir börek açarak vakit geçirmeye hem de yapacağı böreği konu komşuya ikram ederek onların gönlünü almaya karar vermişti.
Telefon konuşması Irmak Hanım’ın keyfini kaçırdı. Bir anda kendini çok yaşlanmış olarak hissetti. Hazırladıklarını dolaplara koydu. Taburenin birini aldı, balkona çıkardı. Ellerini bağlayıp gelip geçenleri seyre koyuldu.

****


Deniz yerinden kalktı telefonun başına gitti. . Annesini
aradı. Annesinin önce halini hatırını sordu. Biraz sohbet etti sonra söyleyeceğini söyledi:
—Anacığım televizyon seyrediyordu değil mi?
—Ya yavrum.
— Uzman doktorlar çok zorunlu olmadıkça dışarıya
çıkmayın diyor. Biz çıkmıyoruz. Siz de çıkmıyorsunuz inşallah.
—Yo evladım merak etme sen.
— Canım annem benim. Devlet bir yaş sınırı koymuş,
Senin de babamın da yaşı bu sınırlar içerisinde biliyorsun.
— Biliyorum evladım.
— Babam biraz şeydir malum, onu da mümkün olduğunca
evde tutmaya çalış. Bir şeye ihtiyaç duyarsan bizi ara, Biz de mecbur kalmadıkça evden çıkmıyoruz zaten herkes gibi. Çıkmak zorunda kalırsak da dikkatli davranıyoruz.
— Biliyorum kuzum. Sağ ol.
— Sen 30 yaşında mıydın anne?
Sabiha Hanım güldü.
—Yirmi, dedi. otuz da neymiş. Senden gencim ben
— Onu biliyorum da anneciğin. Neyse, anlatabildim değil mi anne?
— Anladım çocuğum. . Merak etme sen. Yaş almış insanlar olarak bu günler de bizim için bir tecrübe olacak.
—Yaşamınıza yeni zenginlikler katacaksınız yani.
—Elbette. Siz de kendinize dikkat edin.
—Tamam anneciğim. Babamın da senin de
ellerinizden öpüyorum. Sizi seviyoruz. Sizin gibi yaş almış gençlere ülkemizin de bizim de ihtiyacımız var. Kendinize iyi bakın.
Sabiha Hanım gülümseyerek teflonu kapattı. Bu sabah
sürekli dinlediği malum virüs haberleri ile moralsiz kalkmıştı. Deniz ile yaptığı konuşma ona iyi geldi. “ Yaş almış genç” sözü onu daha da keyiflendirdi, moralini yükseltti.
“ Haydi Sabiha Güzel bir börek yap” dedi Sabiha Hanım kendi kendine. Emrini yerine getirmek için de mutfağa doğru yürüdü, birde türkü tutturdu:
“ Mavi yeleğin oğlan da
Nedir dileğin oğlan
Ben sevdim sen sevmedin de
Yansın yüreğin oğlan”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder