21 Kasım 2019 Perşembe

DOLMUŞTA SİMİT YEMEK

Efendim, öyle değilimdir ama görünüşüm, ses tonum vs. biraz ürkütücüdür. Ürkütücü derken nasıl izah edeyim size hani ilk intiba, sert biri gibiyimdir.
Bugün, dolmuşa bindim. Arka tarafta bir yer buldum. Tam oturmuştum ki ardı ardına binenler oldu dolmuşa. Dolmuş tıka basa doldu. Bu esnada yanımda oturan genç delikanlı centilmenlik gösterdi şık giyimli bakımlı genç bir bayana yer verdi. Oysa ondan önce yer verilmesi gereken başka insanlar da vardı ama onu tercih etti, olabilir dedim. Bayani teşekkür etti, oturdu. Oturması ile beraber, cep telefonunu çıkarttı( belki de elindeydi) başladı onunla oynamaya. Her tuşa dokunuşunda telefonu ( nasıl bir telefonsa) sinir bozucu bir ses çıkartıyordu. Muhtelemen o alışmıştı o sese, bana garip geldi. Bu neyse de sonra elindeki ne diyeyim, kesekâğıdını açtı. Ortalığa yalan yok mis gibi bir simit kokusu yayıldı. Kız başladı simidi yemeye. Bir iki üç beş derken sabredemedim, sordum:
- Hasta mısınız? Çok acil olarak bir şeyler mi yemek
zorunsasınız?
Kız, şaşırdı:
- Hayır dedi. Niye sordunuz ki?
- Çoklan beri açsınız o zaman. Çok çok acıktınız.
- Anlamadım?
- Kıtlıktan falan mı çıktınız?
Çok yaşlı değilim ama büyükbabam, anneannem falan anlatırlardı: Delerdi ki:”Ekmeği bile fırından aldığımızda bir gazete kâğıdına sarar da götürürdük eve. Olur ya biri görür de canı çeker diye “
-…
Sesim biraz yüksek ve sert çıkmış olmalı ki başlar bizden tarafa çevrildi. Sorgulamaya devam ettim:
-Kaç durak sonra dolmuştan sonra ineceksiniz. Kaç dakika
sonra evinizde ya da işe yerinizde olacaksınız?
Dedim ya, görünüşüm biraz ürkütücüdür ve otoriterdir. Kılık
kıyafetim de düzgün. Sanırım bunların hepsinin de etkisiyle son sorularıma da cevap verdi:
— İki durak sonra ineceğim. Evim de orada.
— Bakın hanımefendi, dedim sesimi yükseltmemeye çalışarak.
Ben rahat insanları severim, severim de “de” si var işte. Şu dolmuşta şu kadar insan var, açı var toku var, simit kokusundan hoşlanmayanı var belki, belki parası olmadığı için simit alamayan var. Siz şu simidinizi evde yeseniz Daha yakışık kalmaz mı?
Genç bayan, ters cevap vermedi. Zor duyulur bir sesle de olsa “ özür dilerim” dedi. Telefonu kapattı, bitmek üzere olan simidini de az evvel çıkarttığı kesekâğıdına koydu.
Dolmuştan inerken düşündüm. Üzüldüm de belki. Belki de şimdiye kadar ailesinden hiç kimse yeme içme adabından, göz hakkından, burun hakkından bahsetmemişti bu genç bayana, dedim. Rahat insanları oldum olası sevmişimdir de fazla rahat olmak da pek hoş olmuyor gibi geliyor bana.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder