31 Mart 2019 Pazar




Ezberi kuvvetli bir adam değildi. Kuvvetlinin de ötesinde ezber diye bir şey yoktu. Hiç bir şey aklında tutamazdı. Zaman zaman kendi adını bile unuttuğu olurdu.
Sokak çalgıcısı biri biraz ötesine geldi. Tezgâhını kurdu. Uzun kara sakallı genç bir oğlandı. Yanında da hippi kılıklı bir kız vardı.
Cevher, böyle şeylerden de böyle insanlardan da haz etmezdi.
“ Şöyle beş dakika rahat yok “ diye söylenerek kalkıyordu ki sokak çalgıcısının çalmaya başladığı parça hoşuna gitti. Oturdu. Dinlemeye başladı. Göz ucuyla şarkıcıya da hippi kılıklı kıza da baktı. Yaşlı bir kadın önlerindeki şapkaya ilk paralarını attı. Yirmi liraydı.
Cevher, sinirlendi kadına. “Madem yirmi lira verdin, dinle bari” dedi. Gerisini de getirdi: “Yarın ben de düdüğümü alıp geleceğim buraya, bakalım bana da verecek misin? Ben bir lira istesem dilencisin diye kovarsın.”
Sokak çalgıcısının önündeki şapkaya iki kişi daha para attı. Temiz giyimli başka biri çalgıcının kulağına doğru eğildi. Üzerindeki giysiler markaydı. Çalgıcıya bir şeyler söyledi. Çalgıcı, hippi kılıklı kızı yanına çağırdı. Fıs fıs konuştular. Hippi kılıklı kız bir an düşündükten sonra, olur manasında başını salladı. Sokak çalgıcısı temiz giyimli adama baktı. Temiz kılıklı adam gülümsedi. Elindeki gösterişli çantayı ne olur ne olmaz diye düşünerek kucağına aldı. Sıkı sıkı sarıldı.
Cevher, bütün bu olanlara şahit oldu. Oradan hemen ayrılma kararını öteledi.
Mesele birkaç saniye sonra anlaşıldı. Kodaman adam bir parça istemişti.
Hippi kılıklı kız, içten, parçayı söylemeye başladı:
“ Ne ağlarsın benim zülfü siyahım
Ne ağlarsın benim zülfü siyahım.”
Ses etkileyiciydi. Türkü içten de söyleniyordu.
Önlerinden geçenlerden hippi kılıklı kıza bakmayan olmadı. Durup dinlemeye başlayanlar bile oldu. Bu durum hippi kılıklı kızı da etkiledi, bu etkileniş hippi kızın sesine de yansıdı.
“Bu da gelir bu da geçer ağlama
Bu da gelir bu da geçer ağlama”
Sokak çalgıcısı türküyü bilmiyordu. Çalar gibi yapıyor zaman zaman anımsayabildiği kadarıyla tellere dokunuyor, belli belirsiz ses çıkartıyordu.
“ Göklere yükseldi figanım ahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama “
Cevher, hippi kılıklı kızı da çalgıcı oğlanı da göremez oldu oturduğu yerden. Hiç yapmayacağı bir şey yaptı. Bankın üzerine çıktı. Aynı durumda olan başkalarını görünce rahatladı. Hippi kılıklı kıza baktı, böyle bir kızın böyle bir türküyü bu kadar candan okumasına inanamıyordu. İstekte bulunan kodamana da baktı. Aynı pozisyondaydı. Gözleri dolu doluydu. Hippi kılıklı kız da bunu fark etmişti. Türkünün son bölümünde ona yaklaşmak istedi. Ona doğru hareketlendi:
“ Daimiyim her den ermez bu sırra
Yusuf sabır ile vardı Mısır’a “
Kalabalık daha da arttı. Kalabalıktan pek çok kişi türküye eşlik etmeye başladı.
Hippi kılıklı kızı takip edenler hippi kılıklı kızla beraber kodamanın gözleri içine baktılar. Kodaman, resmen ağlıyordu. Telefonun kameraları onlardan tarafa çevrildi.
“ Koyun oldum ağladım ardın sıra
Bu da gelir bu da geçer ağlama“
Kodaman şöhret yapmış bir psikolog ve yaşam koçuydu. Hippi kılıklı kız da kodamanın dokuz yıldır küs olduğu kızıydı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder