3 Ekim 2012 Çarşamba


KARPUZCU HÜSNÜ’MÜM KARISI

9.BÖLÜM


Gittim. Çok şey konuştular. Şanstan bahsettiler, talih kuşundan bahsettiler, benden bahsediyorlar… Söyledikleri her şey bir kulağımdan girdi ötekinden çıktı. Söylediklerini elbette işittim ama hiçbirinden bir şey anlamadım. Vücutça orada vardım beyince yoktum.

Kendilerime göre planlar yapmışlar, yeni pazarlar oluşturmuşlar. Hatta bazıları ihracata bile başladılar. Amaçlar büyük. Ümitler büyük.

Benim aklım başka yerlerde, kasıldığımı sanmışlar.

Anladığım kadarıyla, bir maden bulduklarına inanmışlar, bu madeni ürkütmek de istemiyorlar. Ne de olsa yıllardır tanıyorlar beni. Kırmazı çizgimi bildikleri gibi zayıf yönlerimi de biliyorlar.

Konuştular, konuştular…

“Karpuz sezonu bitmeden vurgunu vuralım.” dedi biri, kim olduğunu çıkartamadım.

Para güç, para kuvvet, para kapalı kapılardan çoğunu açabilecek bir araç.

Aralarında konuşmuşlar, anlaşmışlar benim karpuz seçiminde bir numara olduğuma inanmışlar. Karpuzları yüzde 99,88’ın bu mevsimde çok iyi olacağımı kime inandıracaksın?

Sanırlar ki ben iyi karpuz seçiyorum, alanlar memnun, müşteri de müşteri sergiler içerisinde sergi çekiyor adımız da öyle ya da böyle çıktı, garantimiz oldu farklında olmadan. Bir yazı bir sesleniş, satışı arttırıyor:

- Hüsnü Bey’in karpuzları bunlar.


Alanlardan, alıp da memnun olmayanlar da var mutlak. Alanlardan bazıları da reklâmlara kanıyor. Satıcı avazı çıktığı kadar bağırıyor, yırtınıyor adeta.

- Hüsnü Bey’in karpuzları bunlar!

Neden Mehmet beyin demiyor, neden Abdürezzak Bey’ in neden Güngör Hanım’ın karpuzları demiyor da yırtınırcasına Hüsnü Beyin karpuzları diyor. Elbette bir bildiği var. Elbette karpuzuna güveniyor. Elbette…


Payımı avucuma sıkıştırdılar. Böyle şeylere alışlık değilim. Utandım

“Yarın ezan okunurken burada buluşalım.” dediler.

Üç kamyon karpuz seçecekmişim.

Biri…

Oralarda pazarlayacaklarmış

“Hüsnü Bey’in karpuzları bunlar.”

Bana güveniyorlar. Karpuz uzmanıyım(!) ya, oysa bu böyle değil. Zaman karpuz zamanı. Kabak çıkması kafana saksı düşmesi gibi bir şey.

Bana inanmışlar, karpuzla beni eşleştirmişler.

- Hüsnü Bey’in karpuzları bunlar… Koş koş koş, kaçırma, bitmeden yetiş. Hüsnü Bey’in karpuzları.


Hayatta böyle bir şey işte. Kader ne getirecek bilinmiyor.

Yılların Avukat Hüsnü’sü birkaç gün içinde oldu Karpuzcu Hüsnü Bey.

Avukat Hüsnü Bey, Karpuzcu Hüsnü.

Karpuzculuk da en az avukatlık kadar saygın bir meslek demem neyi değiştirir.

Biri avukat Hüsnü Bey, biri Karpuzcu Hüsnü

Yıllarım avukat Hüsnü bey’i idik, otuz bilmem kaç yılda bu unvanı elde ettik, birkaç günde Karpuzu Hüsnü olduk, mahallede tanımayan kalmadı. Avukat Hüsnü Bey’i tanımayan vardı belki amma Karpuzcu Hüsnü’yü tanımayan yok.



Devamı Pazartesi Günü…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder