AZ
EVVEL YEMEK YERKEN GÖRDÜM SİZİ
Tam
arabayı çalıştırmıştı ki 7-8 yaşlarında bir çocuk şoför mahallindeki sürücüye,
Mete’ye, ürkek bir şekilde seslendi:
-Amca!
Mete,
çocuğa baktı. Çocuk işaret parmağından da destek alarak ürkek bir ses tonu istirhamda
bulundu:
-Bir
dakika gelebilir misiniz?
Mete
çocuğu tepeden tırnağa süzdü. Çocuk temiz giyimliydi. Giysileri kaliteliydi de.
Mete
otomobildeki karısına baktı, çocuklarına baktı. Onlar da meraklanmıştı.
Mete
arabadan indi. Çocuk biraz uzaklaşıp durdu. Döndü, gülümsedi.
Mete,
çocuğa iyice yaklaştı.
-Efendim
yavrum, dedi.
Çocuk:
-Az
evvel yemekteydiniz, dedi.
-Evet.
-
Siz bir şey yaptınız.
-Ben
bir şey mi yaptım? Ne?
-İçki
içtiniz.
Mete
bir an şaşırdı. Böyle bir şey beklemiyordu. Evet dinlenme tesisi lokantasında
bir şeyler yemişlerdi o da yemekte küçük bir kadeh içmişti.
Mete,
ağzı laf eden bir adam olmasına rağmen söyleyecek bir şey bulamadı bir an.
-Ne
demek istediğini biraz açsan güzel çocuk, dedi
Bir
an sessizlik oldu. Çocuk merakını giderecek soruyu sordu.
-Arabayı
siz kullanmayacak mısınız?
-Ben
kullanacağım da, beni niye buraya çağırdın onu anlamadım ben.
-Ama
ben sizi gördüm. İçki içiyordunuz.
Mete
konuyu anlar gibi oldu. Çocuk belli ki
biraz problemliydi ona göre. Takıntılıydı. Alkollü araba kullanacağı için
kaygılanmıştı Çocuğun başını okşarken:
Mete,
çocuğun başını okşayarak onu rahatlatmaya çalıştı:
-Küçük
bir kadehçik yavrum, endişelenme sen. Her zamankinden daha dikkatli kullanacağım
arabayı, söz.
Mete’ni
karısı da kocası ile çocuğun ne konuştuklarını merak ediyordu. Bir an evvel de
yola çıkmak istiyordu. Arabanın kapısını açtı, seslendi:
-Haydi
Mete, gel artık. Ne konuşup duruyorsunuz böyle. Saat 02.30’du, önlerinde daha
beş saatlik bir yol vardı.
Mete,
tokalaşmak için elini uzattı:
-Uyarın
için teşekkür ederim, dedi. “Senin için söz verdiğim gibi çok dikkatli
kullanacağım arabayı. İstersen ailenden müsaade isteyerek telefon numaranı ver
Muş’a varınca sana telefon ederim.”
Çocuk
tüm sevimliliği ile uzatılan eli öpüp alnına koydu. Çekinerek:
-
Bir şey daha diyecektim, dedi.
-
Haydi, çabuk o zaman,” dedi Mete. Gülümsedi:” Hanımı kızdırmayalım. Ne demek
istediğimi evlenince görürsün.”
Çocuğun
gözleri doldu bir an. Mete’nin gözünden kaçmayan bu durum onu da etkiledi. Bu işte
bir iş var diye geçirdi içinden. Biraz çabuk ol tavrı ile:
Mete
çocuğa göre epeyce uzun boyluydu. Biraz eğildi,
-
Hadi dedi. “Seni dinliyorum.”
Çocuk
isteğe tane tane konuşarak uzun bir cümle ile cevap verdi:
-
Siz çok dikkatli kullanırsınız da, karşınıza çok dikkatli olmayan belki de
sizin gibi alkollü biri çıkarsa, size çarparsa, karınıza ya da çocuklarınıza bir
şey olursa, o küçük kadehi içmeseydim bu kazaya engel olabilirdim diye şey
yapmayacak mısınız?
Mete
bir an ürperdi. Korkarak sordu:
-Senin
başına böyle bir şey mi geldi?
Çocuk
başını öne eğdi.
-Geçen
sene bir düğüne gitmiştik biz. ( işaret
parmağını yarısını göstererek) Babam arkadaşlarını kırmamak için azıcık içti. Yolda,
kırmızıda durmayan bir kamyon bizi altına aldı. Annem öldü. Kız kardeşim sakat
kaldı.
Mete’nin
içi acıdı. Çocuğun başını okşadı bir şey söylemeden. Çocuk başını kaldırdı. “
Babamın kazada hatası yoktu ama hep o içkiyi içmeseydim belki kazaya engel
olabilirdim diye hep ağlıyor.”
Mete
uzun uzun başını salladı. Çocuğun ellerinden tuttu. Onlardan birini sevgi ile
öptü. “ Sağ ol” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder