STATÜ
Hiç farkında değildim. Oturduğum bankın bir yerinde bir kitap. Sanırım biri unuttu gitti. Art niyetsiz elime aldım. Kitabın belli yerleri okunmuş. Bazı sözcüklerin bazı cümlelerin altı çizilmiş.
Altı çizilmiş sözcüklerden biri dikkatimi çekti. Bu sözcüğü duyduğum çok oldu ama ne anlama geldiğini bilmiyorum. Birkaç kez sözlüğe bakayım dedim ama belki üşendim belki gerek görmedim.
Statü bir kişinin toplum içindeki mevkii imiş. Kim bilir mevki kelimesinin sözlükte kaç anlamı var ama benim aklıma ilk gelen mekân oldu. Benim de her insan gibi toplumda bir statüm var tıpkı sizinki gibi. Yine aynı sayfada yer alan bir kelime daha dikkatimi çekti: Rol. Rol bir insandan beklenen statüsüne uygun davranışmış.
Bugüne kadar bunları öğrenmemiş olmam canımı sıktı.
Merak insanı vezir de eder rezil de eder demiş atalar. İnsanın başına ne gelirse meraktandır da demişler. Neyse şimdi bunun felsefesini yapacak değilim de “ statü “ ve “rol” ün ne olduğunu benden başka bilmeyenler de var mı acaba diye merak ettim.
Semih ile bir işim vardı. İşimi hallettikten sonra çay ikram etti, havadan sudan konuştuk. Bir aralık sordum:
—Senin bir statün var mı bu toplumda?
Ne sandıysa, statü kelimesinden ne anlam çıkarttıysa birden
sinirlendi. Açtı ağzını yumdu gözünü. Ne olduğunu anlamaya çalışırken ben çizmeyi de açtı gelmişimden geçmişimden söz etmeye başladı. Farkında olmadan sözlerine sesimi yükselterek karşılık verince ben daha da sinirlenmiş olmalı ki yumruklarını da devreye sokmuş. Şans işte bu esnada biri bir şey için gelmiş de araya girmiş. Girmiş diyorum çünkü hadisenin bir kısmını kendimden geçtiğim için anımsayamıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder