Karpuzcu Hüsnü’nün Karısı -4-
“ Efendim kızım” demedim. Söyle bakalım manasına başımı salladım.
Sordu:
—Sen beni hiç mi sevmiyorsun?
Duvardaki saate baktım. Birde kolimdekine. İkisi de
aynıydı.
—Bu saatte hayırdır, dedim.
—Evlendiğimden beri bir kez olsun seni seviyorum demedin
bana.
Hafızamın ne kadar kuvvetli olduğunu göstermek için,
— Sen evleneli dört yıl oldu, dedim.
Vurgulayarak ve uzatarak:
—Evet, dedi.
—Kızım kocan bir şey mi yaptı?
—Ne alaka şimdi bu?
—Ne bileyim. Bu saatte birdenbire yanıma geliyorsun ve saçma
sapan bir soru soruyorsun:’sen beni hiç mi sevmiyorsun?” diyorsun.”
—Evet babaç evlendiğimsen beri bir kez olsun seni seviyorum
kızım demedim. Saçlarımı okşamadın.
Ortada normal olmayan bir durumun olduğu aşikardı. Kızımı da
tanırım yanlış anlaşılacak bir sözün ağzımdan çıkması halinde kıyameti kopartırdı. Cevap vermek için zaman kazanmak amacıyla sustum
— Ne olur bana ara sıra, seni seviyorum, desen.
— Kızım saçmalama, elbette sen, seviyorum. Bu saatte nereden
çıkarttın bunu?
— Geçen gün hiç olmazsa “ben de seni” sözünü duyabilmek için
“babacığım seni seviyorum” dedim.
. Sustu. Ağlamak üzeydi.
— Sen ne dedin?
Böyle bir olayı hatırlayamadım. Sözün devamımım pek de iyi
olmayacağı gelişinden belliydi.
— Ne dedin baba?
Korkarak sordum:
— Ne dedim?
— İki gün evveldi. Ayakkabılarını giymiş kapıdan çıkmak
üzereydin. El sallayarak ve de aşkla seni seviyorum babacığım, dedim.
— Sağ ol canım. Bende seni seviyorum demişimdir.
— Hayır efendim. Öyle demediniz. Ben de öyle söyleyeceğinizi
ummuştum ama…
Vallahi hatırlayandım. Korkarak sordum:
— Ne dedim?
DEVAMI VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder