18 Temmuz 2018 Çarşamba

KARPUZCU HÜSNÜ’NÜN KARISI -5-

“EZA”

- İyi iyi, aferin sana dediniz ve de kapıyı çekip dışarı çıktınız.
Seni seviyorum kelamına verilen cevap da davranış da hoş değil
tabi.
Bunu ben yapmış olabilir miyim? Yani. Hatırlamıyorum ama böyle bir şey olmuş olabilir. Lakin olmuşsa bile bu Eza’yı sevmediğim için değildir.
Açıklamaya çalıştım. Dinlemek istemedi. Beki ki çok alınmış, çok kırılmış, içi acımış.
Ben açıklamaya “ yavrum, kızım, çocuğum, canım” diyerek onu sakinleştirmeye çalıştıkça o daha da kötüleşti. Ses tonu yükseldi. Hıçkırıkları arttı. Ben de korkmaya başladım. Küçükken de birkaç kez bu hale gelmiş hastaneye götürmek zorunda kalmıştık.
Aklıma onu güldürebileceğimi düşündüm hoş bir espri(!) geldi. Daha doğrusu ben öyle sandım. Gülerek
— Hem kızım, dedim. “Sen evlenmedin mi? Kocan sevsin seni
artık. Evli barklı kadınsın.
Tepkisi beklemediğim şekilde oldu. Avazı çıktığı kadar
bağırarak:
— O kocam sen babam, dedi. “Sen başka o başka.”
Sesi ve hıçkırıkları odalara kadar da gitmiş olmalı ki önce annesi sonra kocası koşarak geldiler.
Kızımızı o halde gören karım, deliye döndü bana dönerek tüm gücü ile haykırdı:
—Ne yaptın kızıma?
Karımın “ ne oldu?” diye soracağına “ ne yaptın kızıma “
demesi benim de tepemin tasımı attırdı. Ben de avazım çıktığı kadar bağırarak bir şeyler söyledim. Sanırım kimse bir şey anlamadı söylediklerimden, ben dâhil.
Damat, belki, belkisi de fazla oldu Eza’yı ilk defa böyle görüyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bir bana bir annesine bir karısına bakıyordu. Nasıl davranacağını, ne söyleyeceğini bilemez bir haldeydi.
Karım:
—Çabuk 9 numara git, Nevra Hanım’ı çağır, dedi.
Sordum:
— Nevra Hanım da kim?
—Kim olacak Doktor. Bunca yıllık komşumuzu bile
tanımıyorsun be adam!
—Bu saatte.
Bu saatte sözü karımı iyice kızdırdı. “ Allah belanı versin senin”
dedi. “ Bunun saati maati mi olur? “ Yanımdan geçerken de sertçe beni itti, bir de burada telaffuz edemeyeceğim bir küfür etti.

DEVAMI VAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder