10 Ağustos 2009 Pazartesi

1O.8.2009


TÜRKÜLERİMİZ

Son yıllarda liste başı , her nedense bazıları “hit” i kullanmayı tercih ediyor, olduğu gerekçesi ile televizyonlarda, radyolarda durmaksızın çalan parçaların sözlerini düşününüz. Sürekli çalındıklarından ötürü küçücük çocuklar bile ezberlemiş, dillerinde. Sürekli mırıldanıyorlar. Mesela demeyin, muhtemelen onlardan bazı mısralar, bazı nakaratlar gayriihtiyari de olsa sizinde belleğinize yerleştirilmiştir ve de belki şu anda dilinizin ucundadır.. Oralarda söylenenlerin bazılarını çocuğunuz uygulamaya kalksa tepkiniz ne olur?
Peki, birde ne zamandır radyolarda televizyonlarda duymadığımız, çocuklarımızın ise hiç duymadığı ( çalınmadığı, okunmadığı için duymamaları , bilmemeleri gayet normal ) türkü sözlerini düşününüz. Her mısrasında ayrı bir anlam her bir kıt'asında ayrı bir felsefe.
Çok sevildiği çok tutulduğu gerekçesi ile dillerden düşmeyen(!) o hafif müzik parçalarının sözlerini bir kağıda yazınız ve sonra da birbirinden güzel türkü sözlerinden olan aşağıdaki üçünü kıyaslayınız. Ve de şu suale cevap bulmaya çalışınız çocuklarımız ve gençlerimiz ( hepsi değil mutlaka ama epeycesi...) gerçek halk müziğinini tanımadıkları (tanıtılmadıkları) için sevmiyor olabilirler mi?
Düşünmeye başlamak, doğruyu bulmamıza yardımcı olacaktır belki:


BİLMEM ŞU FELEĞİN BENDE NESİ VAR

Bilmem şu feleğin bende nesi var
Her gittiğim yerde kar ister benden
Sanki benim mor sümbüllü bağım var
Zemheri ayında gül ister benden
Yoruldum da yol üstüne oturdum
Güzeller başıma toplansın diye
Gittim padişahtan ferman getirdim
Herkes sevdiğine kavuşsun diye
Evlerinin önü armut ağacı
Dökülmüş yaprağı kalmış ağacı
Eğer senin gönlün bende yok ise
Sen bana kardeş de ben sana bacı



ARZU EDERDİNİZ

Arzu ederdiniz bir yol görmeye
Bugün bize hoş geldiniz erenler
Muhabbet bağından güller dermeye
Bugün bize hoş geldiniz erenler

Hisse alın Çırakman'ın sözünden
Zerre kaçmaz ariflerin dilinden
Kemal Atatürk'ün aydın izinden
Bugün bize hoş geldiniz erenler



BİN CEFALAR ETSEN ALMAM ÜSTÜME

Bin cefalar etsen almam üstüme
Gayet şirin geldi dillerin dostum
Varıp yad ellere meyil verirsen
Kış ola bağlana yolların dostum

İlahi onmaya yardan ayıran
Bahçede bülbüller ötüyor uyan
Kula gölge olsa Allah'a ayan
Senden ayrılalı gülmedim dostum

Pir Sultan Abdal'ım gülüm dermişler
Bu şirin canıma nasıl kıymışlar
İster isEm dünya malı vermişler
Sensiz dünya malını neylerim dostum.

Usta ozan Veysel ne demiş” Türküz türkü çağırırız”, işte size bir tane daha:

Vardım hint eline kumaş getirdim
Açtım bedestanı sattım oturdum
Sen benim başıma neler getirdin
Ben senin kahrını çekemem gönül

Eline aluben sazlar istersin
Göllerde ördeği kazlar istersin
Benden mahbut kızlar istersin
Ben senin kahrını çekemem gönül

Kara bulut gibi göge ağarsın
Sulu yağmur gibi yere yağarsın
O yar senin değil ne çok bakarsın
Ben senin kahrını çekemem gönül

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder