11 Ağustos 2009 Salı

11.82009



KREDİ KARTLARI


Bazı insanlar vardır. Başları bir türlü sıkıntıdan kurtulmaz. Bir türlü “ oh!” diyemez
Bu insanlardan bazılarının yaşadıklarına fazla zorlanmadan “ kader” diyebilirsiniz. Belki de “ kader” sözcüğünden başka kullanacak kelime bulamazsınız onların çektiklerine. Bazılarınınkine ise kendinizi ne kadar zorlarsanız zorlayınız “ ne yapacaksınız işte, kader” diyemezsiniz, muhatabanızın ısrarla “ kader, kader “ sözüne mecburen katılmak mecburiyetinde kalırsanız da” kader “ kelimesini içiniz değil diliniz söyler; bu da fazla bir anlam ifade etmez.
Para ile satın alınmayacak pek çok şey vardır kuşkusuz. Bunlardan biri de deneyimdir. Deneyim yani tecrübe bir bakıma hayat mektebidir ki o hayat mektebi pek çok şeyin vermeyeceğini bize verir. Gerçek manada hayat mektebinin verdiklerini layıkıyla alanların eline nice nice kariyer sahibi denilen insan su bile dökemez.
Malumunuz tecrübe, yaşanılan bir olaydan edinilen kazanım demektir. Bu kazanım size “oh be!” de dedirtmiş olabilir “ Ne oluyor be!” de. Bu, ne oluyoru iyi mütalaa edemezsin tehlike çanları sizin için çalmaya başlamıştır.
Gün geçmesin ki görsel ya da yazılı medyada kredi kartı mağdurları ile ilgili bir haber çıkmasın. Hakikaten üzerinde çok söz söylenebilecek; izleyicilerin, dinleyicilerin, okuyucuların ilgisini çekebilecek bir konu. Pek çok kişi öyle ya da böyle kredi kartı ile ilgili. Kredi kartları borçlarının meblağını telefuz etmek de bile insanlar zorlanıyor. Kredi kartlarının mağdurlarının sayısı her geçen gün artıyor.
Herkes bu konuda bir şey söylüyor, ve de herkes kendince doğru söylüyor. Aslında her konuda olduğu gibi bu konuda da insanların kendisini tanıması, kendisini disipline edebilmesi lazım. Elbette kolay değil, televizyonlardaki reklamlar sürekli “ al, al, al” diyor. Teknoloji hergün kendini yeniliyor, bugün aldığınız bir teknoloji ürününün yeni modeli daha eskisine alışamadan piyasa çıkıyor, inanılmaz taksit seçenekleri ile de size sunuluyor.
Aşağıdaki diyalog örneğine hiçbirimiz yabancı değiliz.
Oh çok şükür kurtuldum
Hayırdır...
Borç harç buldum, kredi kardı borçlarımı sıfırladım.
Gözün aydı n da geçen sene de , ondan önceki sene de böyle bir duruma düşmüştün sen.
Onlardan ders almadık. Ama artık yok, sütten ağzım yandı.
Sorunu biliyor. Çözüm yolunu da. Ayağını yorganına göre uzatacak artık ve de asla sokağa çıkarken kredi kartını yanına almayacak. Gelir sınırlı nefsin istekleri sınırsız.
İçeriden, dışarıdan, sağdan, soldan hep aynı ses evden çıkıp, çarşı pazara varınca:
“ Al, al al.”
Biraz direndiniz mi:
“ Şu kadar taksitle, şu kadar ay!”
“ Şimdi al beş ay sonra ödemeye başla.”
“ Para yok yanımda... “
“Kredi kartında mı yok?”
İşte o an ; şeytana uyup da kredi kartını yanınıza almadıysanız yuvanızdan çıkarken, belki de yuvanızı felaketin eşiğinden döndürdüğünüz andır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder