PAZAR MASALI
MALUM
KIRLANGIÇ
Bir varmış
bir yokmuş. Evvel zaman içinde saman kalbur içinde ben ninemin beşiğini
sallarken bir akbaba varmış. Bu akbabanın büyük bir derdi varmış. Bu derdini kimselere
anlatamadığından ve soramadığından günden güne bunun verdiği stresle içine
kapanıyor, adeta eriyerek yok oluyormuş.
Günlerden
bir gün hem de yağmurlu bir günde mahalle parkında düşünceli düşünceli başı
önde yürürken semtin pozitif dağıtıcısı olarak ünlenen genç akbabası malum
akbabanın yanına yaklaşmış, yüzünden hiç eksik etmediği gülümseme ile elini
uzatmış:
-Selam,
demiş.” Adım Kızıltüğ.”
- Eeee.
- Adım Kızıltüğ.
Sizin adınız?
- Adımı niye
soruyorsun? Tanışıyor muyuz?
-Adını
söylersen tanışmış olacağız.
Malum
kırlangıç, sesini yükselterek
-Hade işine.
Kendine başka birini bul, demiş sonrada söylene söylene hızla oradan
uzaklaşmış.
İstemeyerek
de olsa olayları izleyen konuşmalara kulak misafiri olan, yaşadığı bir
hadiseden dolayı da keyfi yerine olan Tombul Kırlangıç kahkahalar atarak
Kızltüg’ün yanına gelmiş, dans ederek:
-Kaderde
bugünleri de görmek varmış. Haline çok güldüm, demiş ve eklemiş: “ Çok bozuldun mu?”
Kızıltüğ Kırlangıç,
gülümseyerek:
-Çoooook!
demiş.
Tombul
Kırlangıç, burun kıvırarak Kızıltüğ’ü tepeden tırnağa süzdükten sonra hiçbir
şey demeden oradan uzaklaşmış.
Az gitmiş uz
gitmiş dere tepe düz gitmiş. Birde ne görsün malum kırlangıç oradaki ağaçların
birinin altında uyuyor.
Tombul
Kırlangıç kendince sinirini çıkartacak birini arıyormuş. Malum kırlangıç tam
dişine göreymiş. Ona karşı göstereceği güç gösterisi az da olsa sinirlerini yatıştırabilir
ona moral verebilirmiş. Bu düşüncelerle malum kırlangıcın yanına gitmiş sertçe
onu dürtüklemiş. Onun korkarak ayağa fırlayacağını ummuş ama hiç de beklemediği
bir tepki ile karşılaşmış.
Malum
kırlangıç ağır ağır yattığı yerden kalkmış sert bir lisanla:
-Hayır ola
kardeş, demiş. “Bir şey mi istedin?”
Tombul
Kırlangıç,korkmuş:
-Şey demiş
sizi birine benzettim de. Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
Malum
kırlangıç’ın bir şey söylemesine, bir davranışta bulunmasına olanak bırakmadan
kaçarcısına oradan uzaklaşmış.
Malum
kırlangıç, uykusunun açılması için bir süre beden hareketlerinden bulunmuş. Tam
oradan uzaklaşacakken bir karga uçarak yanına inmiş. Son derece saygılı ve
kibar bir şekilde, malum kırlangıca bir kâğıt uzatmış.
-Şurayı
arıyorum ama kaç kişiye sorduysam bilmiyorum, demiş..” Siz biliyor musunuz
acaba? Biliyorsanız bana söyleyebilir misiniz?
Malum
kırlangıç, kâğıdı almış, düşünmüş, anımsamış “ biliyorum “ demiş. Adresi en
açık şekilde tane tane tarif etmiş.
Karga çok
sevinmiş. Binlerce teşekkür ederek havalanmış. Karga, oradan uzaklaşırken de
bir Türk atasözünü hatırlamış malum kırlangıç
“ Danışan
yol almış danışmayan yolda kalmış.”akabinde de kendince yemin ederek “ Doğru
demiş.” Bu yolla sorununa çözüm bulabileceğini düşünerek, ümitlenmiş, sevinmiş.
Gökten üç
elma düşmüş bir malum kırlangıcın, biri karganın biri de bu masaldan ders çıkartanın
başına.
BİTTİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder