HERKESİ SUSTURAN ÇOCUK
Laf lafı açtı, Semiha Hadımların evindeki sohbetin mevzu şiddet artan şiddet olaylarına geldi. Televizyonda da aynı konu tartışılıyordu. Herkes artan şiddet olaylarının nedeni konusunda fikir beyan ediyor herkes “ buna kim ur diyecek” sorusuna yanıt bulmaya çalışıyordu.
Merve görünürde sohbetin dışındaydı. Minderin üzerinde bir taraftan kitap okuyor, bir taftan ikram edilenleri yiyor, içiyordu. Birden
—Bu şiddet bitmez, dedi.
Altı yaşlarındaki bir çocuğun bu saptaması herkese iyi geldi. Onun bu
savını destekleyen sözler arda ardına sıralandı.
Bu durum kendisine destek verem kendisine onaylan sözler Merve’nin
hoşuna gitmedi. Sesini yükselterek:
—Neden diye sorun, dedi.
Üniversite hocası Sami Bey’in hoşuna gitti bu çıkış. Kara kaşlarını çatarak
kaytan bıyıklarını sıvayarak sordu:
—Neden?
Merve görmüş geçirmiş gibi konuştu:
—Dizilerin başından ayrılmayan sizlere soruyorum şimdi iki kişi ya da iki
iki grup ya da toplum aralarında bir sorun çıktığı zaman yapmaları gereken neyi yapmıyorlar?
Ev sahiplerden de misafirlerden de anında cevap gelmedi. Sorunun
yüklemi olumsuz olduğundan onlara biraz karışık geldi, Ekiz soruya soru ile karşılık verdi genelde yaptığı gibi:
—Ne?
Merve ayağa kalktı. Miting meydanına çıkmış bir hatip gibi sorusuna
yanıt verdi,
—Oturalım sorunumuzu ortaya koyalım aklımıza gelen değişik
alternatifler, önerileri ya da çekinceleri konuşalım sonra da bu meseleyi çözelim demiyorlar.
Merve’nin babası kızının söylediklerinden pek bir şey anlamadı, karısına
döndü yavaşça
—Bak bu kız avukat olacak dedi. Ne konuştu ama. Ben bile kuramam
böyle cümleleri .
Annesi başını sallayarak “ İnşallah! “ dedi.
Selma Hanım, emekli öğretmendi. Kendini bir ana televizyondaki bir açık
oturuma katılan bir konuşmacı gibi farz etti: Merve’ye hitaben:
—Yani, dedi.
—Bakın dedi Merve, “Ben akıllı bir kız olduğum için verilen mesajlara
sadece sinirleniyorum.
Merve bir an sustu.
— Mesaj kelimesini sanıyorum yanlış kullandım ama neyse dedi.
Büyüklerin hatalarının yanında benimkisi bir hiç.
Merve, elini arkada bağladı. Salonun içerinde dolaşarak sözlerini tane tane konuşarak sürdürdü:
—Şimdi hepiniz her gün defalarca televizyonlarda, filmlerde
görüyorsunuz.İki kişi arasında bir sorun çıkınca taraflardan kuvveti olan ya da kendisini öyle sanan sorunu halletmek için hemen şiddete başvuruyor. Karşısında kim varsa ya tokatlıyor ya yumrukluyor ya eline silah alıyor. Ve de çoğu kez de amacına da erişiyor, istediği neticeye erişiyor.
Merve sustu. Orada bulunan herkes “anladık” der gibi başını sallıyordu. Merve babasına döndü, onu bir şekilde onurlandırmak için “ Babam hep der ki dedi” birine kırk gün delisin dense o kişi deli olur.” dedi.
Merve” nin konuşmasına” yani” diyerek vesile öğretmen aynı sözcüğü yineledi:
— Yani
Yanisi şu dedi Merve. “Sorun yaşayan insanlar oturarak konuşarak sorunu halledeceklerine seyirciye bu mesaj verileceğine şu mesaj veriliyor. Kuvvetliysen yumrukla, rüşvetle, tehditle karşındakine istediğini yaptırırsın, sorununu istediğin gibi halledersin.”
Musa öğrenciydi. İşaret parmağı ile Merve’yi işaret ederek
— Kız doğru söylüyor dedi. “pek çok insan maalesef sorununu böyle çözüyor. Okulda her gün neler neler görüyoruz biz.”
Birden bir sessizlik oldu. herkesin çok sevdiği ….. dizisi başladı. Herkes pürdikkat kesildi.
Merve kanıtlarla konuşmayı severdi. İleride kullanmak üzere hemen notlar aldı. Dizin ilk yarım saatinde dört tehdit vardı, yedi kere yumruklaşma oldu, Bir kere cezaevinden çıkan bir kişi Nobel Edebiyat Ödülünü” almış gibi alkışlarla omuzlara alındı. Üç kere genç bir adam “ seni seviyorum ulan var mı ötesi” diyerek kız arkadaşını tokatladı. Kız da “ Ben de seni seviyorum” diyerek ona karşılık verdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder