10 Temmuz 2019 Çarşamba
GECENİN BİR VAKTİNDE BİR EMİN
Gecenin bir vakti idi. Saat 00.30 idi.
Ela, uyumakta olan kardeşine bir süre baktıktan sonra, onu uyandırarak
— Kalk, şu odayı topla, dedi.
Emin uyandı, uyku sersemliği ile:
- Ne oluyor ya, dedi. Saate baktı ve de sinirlendi, ” Gecenin bu saatinde ne bu abla? Oynattın mı?”
Ela, kardeşinin üzerindeki yorganı sıyırdı:
—Sana yarım saat müsaade küçük bey, dedi.
“Kalkıyorsun ve odayı topluyorsun.”
Emin, olanları anlamaya çalışıyordu:
-Ne odası abla ya, dedi. “Bu saatte”
Ela ile Emin aynı odada yatıyorlardı. Ela bu akşam eve
gelip odaya girdiğinde oda dağınıktı. Emin de yatmıştı. O an bir şey dememişti ama yatıp da uyuyamadığından odanın bu kadar dağıtılmasından ve toplanmamasından rahatsız olmuştu:
Eda,
—Fazla konuşma, dedi. “Kalkıyorsun ve odayı topluyorsun. Hemen şimdi. Geri döndüğümde oda toplanmış olacak. Anladı sen.
Ela, odanın ışıklarını söndürdü, dışarıya çıktı.
Emin, bir süre söylendikten sonra Vallahi bu kız deli, dedi. “Abla olmak için bula bula ben, mi buldun? dedi. Kalktı. Terliklerini giydi.. Elektriği yaktı. Etrafına bakındı. Evet, oda biraz dağınıktı. Dağıtan da kendisi idi. Sabah olunca zaten toplayacaktı.
Ablasının gecenin bu saatinde kendisini uyandırması, azarlaması ve de odayı toplamasını emretmesi Emin’i kızdırmıştı.
Ablası şu anda annesinin ve babasının tüm uyarılarına rağmen bilgisayarın başına gittiğini ya sosyal medyası ile ilgilendiğinden ya da abuk sabuk işlerle uğraştığından emindi. Madem o bu saatte onu bu tatlı uykusundan uyandırmıştı bunun cezasını çekmeliydi. O da anne ve babasını uyandıracak –“Ablam bilgisayarın başında….. “diyecekti
Emim, ayak parmaklarının ucuna basarak salona geçti. Ablası bilgisayarın başındaydı ve de garip sesler çıkartıyordu. Emin, yavaş ablasına yaklaştı, bir ablasına bir bilgisayara baktı. Anladı, ablası Amerikalı bir hocadan şan dersi alıyordu.
Emin, bu konuyu şikâyet konusu yapabilirdi ama anne ve babasından aşırı bir tepki görmezdi. Hatta uyandırıldıkları için kendisini azarlanabilirdi.
Emin, odasına döndü. Alıcı gözü ile odaya bir kez daha baktı.. Oda hakikaten dağınıktı. Dağıtan ve o halde bırakan da kendisiydi. Toplayacaktı lakin uykusu gelmişti, Sabah ola hayır ola demişti. Kendince geçerli bir mazereti vardı.
Emin, oflaya poflaya odayı toplamaya başladı. Bir süre baktı ki oflayıp poflayıp çare değil neşeli bir türkü söylemeye başladı:
“Samanlıktan kaldıramadım samanı da Zühtü
Ben sana küstüm Zühtü.”
Emin’in bu türküden başka bildiği türkü yoktu. On birinci söyleyişinde odayı topladı. Sonra da elektriği kapatıp yattı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder