HASBİHAL
- Bugün pek düşüncelisin Makbule.
- Evet.
- Hayırdır.
- Bilmem ki…
- Anlat da biz de öğrenelim ne var.
- Şu elimdeki çanta.
- Oooo, çok güzel. Yeni aldın herhalde, şimdiye kadar görmedim.
- Dün aldım.
- Güle güle kullan şekerim. Elinde paralansın. Öyle derler değil mi?
- Yani.
- Defolu falan mı çıktı?
-…
- Her zaman olduğu gibi aldın sonra da pişman oldun. Geri ver.
- Ben de onu düşünüyorum.
- Neyi.
- Hoşuma gitti, sordum “Kaça bu dedim?”
- İki yüz, dedi.
- Oooo, iki yüz müymüş bunun fiyatı?
- Tezgâhtar anasının gözü, beğendiğimi anladı ama…
- …
- Yüz doksan olsun dedi.
- Eee.
- Sonra çantayı övdü falan sabah siftahsı falan filan dedi, yüz yetmiş beş indi.
- …
- Eee
- Esi, yüz elliye indi.
- Pazarlık edince iniyorlar o kadar.
- Ama ben pazarlık falan etmedim, hem bilirsin pazarlığı sevmem ben de
-…
- Neyse, eeee?
- Yüze verdi.
- Oh oh, işin iş. İki yüzlük çantayı yüze kapattın yani.
- Dünden beri bunu düşünüyorum.
- Yani?
- Yüz liraya satılabilecek bir çantaya iki yüz lira demenin manası ne?
- Ha!
- …
- Anladım.
- Neyi anladın?
- Benim anlımda enayi yazıyor da ben mi görmüyorum diye kafan karışık.
- Yaa, blmiyorum ki:
- Yoksa adama mı üzüldün.
- Hepsi var işte.
- Etik olmayan davranışı, onun adına üzülmene sebebiyet verdi.
- Boş ver ya.
- Boş ver de işte.
- Deveye sormuşlar neren eğri.
- O da demiş nerem doğru.
- Takma kafana, böyle gelmiş böyle gider.
- Ama bir yerden başlayıp bir şeyleri düzeltmek lazım.
- Her koyun kendi bacağından asılır.
- Kazın ayağı hiç de olmuyor ama.
-…
- Bana dokunmayan yılan bin yaşasın da o yılan bir gün sana da dokunuyor ama.
- Yaa, biz ne konuşuyorduk nereye geldik.
- Laf açtı geldik buraya da, hani sen de hiç fena değilsin.
— Atasözü dağarcığın baya zengin.
- Sağ ol ya, moralimi düzelttin. Hoş oldu bu sözün.
- Canım benim. Neyse bayyyyyyy!
- Bay mı?
- Pardon.
- Pardon mu?
— Özür dilerim Türkçe sevdalım benim. Af edersin, hoşça kal.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder