20 Ekim 2009 Salı

MİMAR SİNAN BİR SÖZÜ ÜZERİNE YAZILANLAR
Adamın biri 80 yaşında ortaya çıkıyor ve diyor ki, “ Bu benim ustalık eserimdir.”
“ Usta “ kelimesinin anlamı malum: Bir işi gereği öğrenmiş olan, işinin eri, akıl veren; akıl öğreten, çıraklıktan kurtulmuş...”
8O yaşındaki bir insanın “ Bu benim ustalık eserim” demesi,
Yaş yetmiş iş bitmişi geç, demektir.
Akıl yaşta değil baştadır, demektir.
8O yaşında usta olduğuma göre, şimdiye kadar çıraktım. Çırak öğrenen demektir, öğrenen
insan da hata yapar. Azimli olursan ustalık payesini er ya da geç alırsın, demektir.
Başkalarının senin için ne dediğinden ziyade belki de senin kendin için ne dediğin, ken-
dini nasıl gördüğün, görebildiğin önemli, demektir.
80 yaşındaki bir üstadın, “ Bu benim ustalık eserimdir.” demesi, sulandırmamak koşulu ile
şunları da demektir:
Kendim için de başkaları içinde hep hoşgörülü oldum.
Yılmadım, yıldırmadım.
Kendimi de başkalarını da affetmesini bildim.
Toleranslı olmam dolayısıyla da affedici oldum, bu da Allah'ın da inayeti ( lütfu) ile beni dinç tuttu.
80 yaşındaki birinin “ Bu benim ustalık eserimdir. “ diyebilmesi bazı insanların külah-
larını önlerine koyup düşünmelerini de gerektirir ki bunlardan bazıları da,
1- Senden adam olmaz diyen ustalar; ebeveynler,
2- Ben bu işi beceremem, ben bunu öğrenemem diyen çıraklar; talebeler,
3- Bundan böyle benden ne köy ne de kasaba olur diyenler
4- Genç yaşta ununu eleyip eleğini asanlar ya da asmayı düşünenler,
5- Yaşam felsefeleri “ armut piş ağzıma düş “ olanlar ve de yaşamları boyunca “ çakıl
taşsız yollarda yürüyeceklerini “ umanlar, olabilir.
Sihirli bir baston birden bana dokunsa ve beni yetenekli bir ressam yapsa büyük bir olasılıkla yapacağım ilk işlerden biri beyaz bir kağıda (tuvale) Selimiye Camiini, Mimar Sinan'ı ve de Mimar Sinan'ın“Bu benim ustalık eserimdir” sözünü ilginç bir şekilde oturtmak sonra da bu çalışmayı çoğaltarak önce kendimin sonra da “ Boş durmaktansa boşa çalışmak iyidir.” nasihatını kulak ardı edenlerin “ Eller cepte bir yere varamazsın.” sözünden hazetmeyenlerin “müsamaha” yı lügatlarından çıkaranların gelirken giderken görebilecekleri bir yerlere asardım. Çoğumuzun bildiği bir söz vardır, “Bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı , bir komutan bir ülkeyi kurtarır.” Buradaki “ mıh” gibi “ komutan “ gibi “ ülke” gibi genel sözcükleri kişilere, olaylar,a kelime ya da cümlelere uyarlamak olası.
Binlerce kez duyduğumuz bir söz, bir resim, bir davranış bir müzik öyle bir an gelir ki bizi kendimize getirebilir, değişimimizin ilk basamağını oluşturabilir. Onun için olacak ki Yunus Emre ( Mevlana da olabilir) bir şiirinin bir yerinde şöyle der, “ Varsın tekrar olsun, iyiyi söyle.”. Atalarımız da dememiş mi, “ Ben doğru bildiğimi söyleyeyim de varsın bir kulağından girsin ötekinde çıksın. Bakarsın birinden bir şeyler kalır da gün gelir işine yarar...”
80 yaşındaki bir “ koca “ nın “ Bu benim ustalık esrimdir” demesinde, sevgi var, azim var, hoşgürü var, inanç var, yaşama sevinci var, kısacası saydıklarımızı ve sayabileceklerimizi çatısı altında toplayabilecek “aşk” var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder