7.8.2009
ÖZGÜRLÜK
Üniversite adayları tercihlerini yaptılar. Okumak istedikleri dört yıllık ya da iki yıllık okulların adlarını yazıp gönderdiler , sonuçları bekliyorlar heyecanla. Pek çok genç aşikar olmasa da yaşadıkları şehrin dışında bir şehir olması için dua ediyor.
Başka bir şehir. Bu bile bazı üniversite adaylarını heyecanlandırıyor. Heyecanlandırıyor çünkü meseleyi kendi gözü ile değerlendiriyor. Ve de şimdiden kulis yapıyor ailesine : “ Ben yurtta murtta kalamam....... olursa ev tutarım oradan ona göre.
Ailelerin büyük bir kısmı, eve karşı. Anne,baba çocuklarına niçin yurt olması gerektiğine dilleri döndüğünce onu kırmadan anlatmaya çalışıyorlar. Ev beklentisine girmemesi için şimdiden hazırlıyorlar Biliyorlar ki yurt özgürlüğü ev özgürlüğünden farklı bir özgürlüktür. Evde olduğu gibi yurtta her şeyi rahat yapamazsın.
Genç niyetini ailesiyle değil ama arkadaşları ile paylaşıyor:
“ Ah, bir İzmir ( Adana, Ankara her ne ise ) olsa”
“ Puanın orayı tutarsa burayı da utar.”
“ Geç burayı...”
“.... “
“ Şöyle kendime göre de bir ev tutarım. Ondan sonra gelsin özgürlük...”
Gencin amacı belli oldu. Ailesinden uzaklaşmak ve de aklınca özgür olmak istiyor.
Başka bir şehire giderse ve de bir ev tutmayı becerebilirse ne olacak.
Olacaklar beş aşağı on yukarı , öğrenci adayının aklından geçenlere göre belli:
Canı istediği zaman evden çıkacak istediği zaman eve gelecek, nereye gidiyorsan, bu saatte nereden geliyorsun demeyecek kimse.
O sinir bozucu(!) anımsatmayı yapamayacaklar, “ Derslerini bitirdin mi ya da çoktan beri ders çalışmıyorsun gibi geliyor bana...”
“Kızım( oğlum) geçen gün yanında gördüğüm o adam( kız) kim idi? “ denilmeyecek. Denilmeyi geç, eve bile davet edebilecek; onunla kalınabilecek belki de.
Geçen sene, evde doğum günü parti vermesine “ içki olmamak koşulu “ ile izin veren ailesine inat içkinin su gibi akacağı bir parti verebilecek, bundan büyük özgürlük mü olur?
Her aile üç aşağı beş yukarı çocuğunun kafasından geçenleri okur. Ve her anne baba yaşam tecrübesi ile olası gelişmeleri değerlendirir, alınması gereken önlemleri de almaya çalışır, çalışmalıdır da. “Saldım çayıra mevlam gayıra “derseniz yaşayacaklarınız karşısında fazla da şikayet etmeye hakkınız yoktur, hakkınız varsa da iş olduktan sonra yapacak fazla bir şey olmayabilir.
Muhtelif vesveselerle ikamet ettiğiğimiz şehrin dışında bir üniversiteyi kazanan evledımıza
gitme deme lüksüne sahip değiliz. O veya bu şekilde kuş, yuvadan geçici ya da daimi olarak uçacak. Veli olarak görevimiz çocuğumuzun neyi niçin yaptığına doğru teşhis koyabilmektir.
Hiç kuşku yok ki sizin çocuğunuz ne yapacağını bilir. Yalan söylemez. Kendisini maceraya atmaz. Akıllıdır, kendisi için hazırlanan tuzakları farkeder önlemlerini alır. Her yüzüne gülene kucağını açmaz.
İçiniz kararmasın. Çocuğunuz bilsin ki gözünüz, onu boğmadan onun üzerinde olacaktır hep, siz de rahat edersiniz o da.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder