5.8.2009
MESLEKİ BİLGİ MESLEKİ ÇALIŞMA
Aynı okuldan aynı yılda mezun olanlar vardır. Hatta daha da ileri gidelim eğitimlerini aynı sınıflarda tamamlamışlardır. Yani, kitapları aynıdır hocaları aynıdır.
Ve belki eğitimlerinin hemen sonrasında veya yıllar sonrasında bunlardan bazılarını çok yükseklerde görürüz. Koltukları büyüktür gelirleri çoktur.
Onları tanıyanlar onlar için değişik şeyler söylerler, duymuşunuzdur:
Falanca yerde dayısı var. Benim de dayım olsa ben de orada olurdum.
Bu hep böyleydi. Hep dört ayağı üzerine düştü. Anası şanslı doğurmuş mübareği
Yağcı bu. Bende aynı yerde işe başladım ama bak yerimde sayıyorum. Niçin çünkü yağ çekmedim, yalakalık yapmadım.
Doğuştan şey bu. Güzel, ister istemez etkiliyor amirleri.
Bunların, yükselmekte etkisi hiç yoktur demek pek gerçekçi olmaz ama...
Eğitim hayatınızı ya da çevrenizde okuyanları şöyle bir gözlerinizin önüne getiriniz.
Neler gördünüz değil mi?
Bazıları tahsil hayatlarında hep not dedi. Her şeyi not için yaptı.
Bazıları bilgiyi ön plânda tuttu.
Bazıları hem bilgi hem not dedi, o yolda uğraş verdi.
Bazıları için okulla beraber derste bitti, kendilerini kafeye mafeye attılar bitiş zili ile beraber.
Bazıları kurslara koştular, zamanlarının bir kısmını da oralarda geçirip bilgi dağarcıklarına eklemeler yaptı.
Bazıları diplomalarını aldı kitaplarını yaktı.
Bazıları diplomalarını aldı, istifade ettiği kitaplarını baş tacı etti..
Bazıları emmi dayı peşinde koşmaya başladı iş için, bazıları bileğimin hakkıyla dedi, şansını denedi, olmadıysa “ haksızlık yapıldı bana “ demedi eksiklerin gidermek için çaba sarf etti.
Aynı okuldan aynı yılda mezun olan insanlar vardır. Bazıları zirveye yükselir bazıları sıradan kalır.
Bazıları şansları ya da şansızlıkları sebepleri ile oradadır da bunların yüzdelik oranı kaçtır acaba? Mesele burada.
Diploma eğitim aldığınız alanda asgari ölçüde yeterli olduğunuzu gösteren bir belgedir sadece. Bunu aşama aşama daha yeterli hale geldiğinizi göstermek için de kullanabilirsiniz, benim diplomam var deyip sorumluluktan kaçmak, yetersizliğinizi kamufle etmek için de.
Nice insan vardır, mezun olduğu alanda kendini geliştirmek için günde,haftada hiç olmazsa yarım saat bir saat o işe zaman ayırır.
Nice insan vardır, edindiği bilgilerle yıllarca işi yürütür. Mesleki bir kitap karıştırmayı, mezun olduğu alanda çalışma yapmayı “ bizim gördüğümüz eğitim yeterliydi, gerek yok” gerekçesiyle istemez.
İnsan denilen varlık nice nice dakikaları saatleri boşa harcıyor. O saatlerin bir kısmını kendini geliştirmek için harcasa, gün gelir inanılmaz mutluluk yaşar, gıpta ile dolu gözlerin kendisine çevrilmesine sebep olur.
Günde,haftada yarım saatini mesleki bilgiye, mesleki beceriye, mesleki çalışmaya ayıramaz mı insan? Siz, yarım saat mi diyorsanız beş saat ayırın. Ağasınız. Ağanın eli tutulur mu?
Günde yarım saat olsun mesleki bilgiye, mesleki beceriye, mesleki çalışmaya zaman ayıramaz mı insan sorusuna “ayırabilir “ya da “ayıramaz “diyen olduğu gibi, soruyu kendisine sorulduğuna farz eden ve bundan ötürü de ayırabilirim ama iş güç koşturma olmuyor işte diyen de olabilir. Bu, içten söylenen hakiki bir söz olabildiği gibi mazeret üretme de olabilir. Böyle bir soruya “ayrılabilir ama” yı eklemeden direkt olarak “ayrılamaz” diyen de olabilir.
Ukalalığa ve yoruma hacet yok. Ayıran ayırıyor ayırmayan ayırmıyor. Sonuç ortada. Perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyor, zenginin malı da züğürdün çenesini yoruyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder