20 Nisan 2021 Salı

 

 

                     HİİİİİÇ!

-Bugün ne mi yapacağım?

Melis, gülümseyerek

-Evet, dedi

 Halası, biraz düşündükten sonra sordu:

-Niye sordun ki bugün ne yapacaksın diye?

Melis soruyu sorma sebebini söylemedi.

-Hiç, dedi aklıma geldi birden.

-Valla hiçbir şey yapmayacağım, dedi halası

-Hiçbir şey mi?

-Hiçbir şey dedimse bulaşık, çamaşır temizlik falan işte. Bir aralık da komşuya gider bir kahve içerim belki, belki de o bana

gelir.

Melis, “Teşekkür ederim halacığım ” dedikten sonra gitmek için izin istedi. Oradan ayrılırken de açıklama yaptı:

-Öğretmenimiz  bir ödev verdi de dedi.” Onun için sordum”

Hala , “ Dur o zaman, dedi.” Cevabı değiştiriyorum.”

Melis, halası  elindeki defteri alacakmış  gibi daha sıkı tuttu. Sonra da oradan ayrıldı. Ayrılırken de” birde bir “dedi içinden.

Melis, aynı soruyu kapıcıya sordu:

-Evrin Teyze  bugün ne yapacaksın?

Kapıcı, elindeki süpürgeyi yere bıraktı

-Ne yapacağım heç, dedi.” Günlük işler.”

Melis  defterine baktı:

-Değişik bir şey?

- Değişik bir şey ne olacak ki.

- Bilmem. Teşekkür ederim bana zaman ayırdığın için.

Kapıcı, gülümsedi. “ Kibar çocuk.”

Melis  saatine baktı. Bir saat on dört dakika içinde en az dört kişiye daha aynı soruyu sormalıydı. Birden aklına Şevket geldi.

Vakit yitirmeden telefon etti. Telefon açılır açılmaz da kuzenine:

-Şevket ne yapıyorsun? diye sordu.

Şevket, “ hiç” diye cevap verdi.

-Bugün ne yapacaksın?

- Hiç.

Cevaplar onun için sürpriz olmadı. Ama onun istediği…

Nurettin Bey, babasının samimi arkadaşıydı. Her gün erkenden bürosuna gelirdi. Melis oraya gitti.

-Merhaba Nurettin Amca, dedi “ Günaydın.”

Nurettin Bey,  Melis’i  sıcak karşıladı. Onun istemem demesine rağmen yeni demlediği çaydan bir bardak doldurdu. Melis sordu:

-Ne yapıyorsun Nurettin Amca?

Nurettin Bey, soruya bir anlam veremedi:

-Çay içiyorum, dedi.

-Çay içmeden ne yapıyordun?

-Hiiiç. Oturuyordum.

-Bugün ne yapacaksın?

-Bugün ne mi yapacağım? Hiiiç.

--Akşam kendine bir soru soracak mısın?

-Yoook. Ne soracağım ki?

-Kalktıktan sonra bu saate kadar ne yaptın?

-Hiiç. Hem,niye soruyorsun  ki bunları sen?

- Hiiiiç!

Nurettin Bey, bir süre Melis’e baktı. Kalbini kırmamak için bir şey demedi. Yeni bir soruya muhatap olmamak için de, soğuk bir ses tonu ile:

-Çayın soğuyor. Haydi iç çayını, dedi

Melis çayını içti, teşekkür etti. Kapıdan çıkarken de söylendi, “ Bir kişiye daha sorayım ondan sonra tamam diyeyim. Nasıl olsa cevaplar hep aynı. Öğretmen kızarsa kızsın.”

***

Öğretmen yoklamayı aldıktan sonra sınıfa döndü.

-Geçen hafta verdiğim ödevi yapanları bir göreyim bakayım, dedi.

Sadece Melis parmak kaldırdı. Öğretmen şaşırdı, sesini  yükselterek:

-Sadece Melis mi? dedi.

Herkes Melis’e Melis sınıfa baktı.

Nesimi oturduğu yerden,

-Ama öğretmenim isteyen yapsın demiştiniz. dedi.

Öğretmen,Nesimi’ye döndü:

-İsteyen yapsın demek bir kişi hariç hiç kimse yapmasın demek mi?

Nesimi  öğretmenine cevap vermek için ayağa kalktıysa da sıra arkadaşı onu ceketinden çekerek oturttu.

Sınıfa  girerken keyfi yerinde olan öğretmenin keyfi   kaçmıştı. Masasına oturan öğretmen Melis’e dönerek  “Yazdıklarını okumak ister misin?” diye sordu. Melis tek olmanın gururu ile  defterini aldı    arkadaşlarını süze  süze ağır adımlarla tahtaya kalktı, yazdıklarını okudu.

 Öğretmen teşekkür ederek Melis’i oturttuktan sonra masasından kalktı, sınıfa dönerek, onlara kırgın olduğunu hissettirecek bir ses tonu ile:

-Size niçin böyle bir ödev verdiğimi Melis’in yazdıklarını da değerlendirerek bir sayfayı geçmeyecek şekilde yazın, dedi.

Deniz, ayağa fırladı:

-Öğretmenim ben yazdım, dedi. Okuyabilir miyim?

Öğretmen,

-Nasıl yazdın, dedi. “ Soruyu daha yeni sordum.”

Deniz, her zaman olduğu gibi hızlı hızlı konuştu:

-Öğretmenim ben de ödevi yapmıştım ama parmak kaldırmadım. Melis yazdıklarını okurken sizin bu ödevi verirken bir amacınız olduğunu ve bunu bize soracağınızı tahmin ettim Sorunuzla tahminim örtüşünce yazdığım bir  şiirin iki dörtlüğü  hatırıma geldi.  Ve cevabımın sorunuzun cevap olabileceğini düşündüm. Okuyayım mı?

-Arkadaşlarını da beklesek olur mu? dedi öğretmeni gözlüklerinin camını silerken

Melis’in “ Tamam öğretmenim” demesini arkadaşları beklemedi. “Okusun öğretmenim” dediler.

Öğretmen saatine baktı. Zilin çalmasına az bir zaman kalmıştı. Üstelik bu haftanın son dersindeydiler.

-Haydi Deniz oku bakalım, dedi.

Deniz, ayağa kalktı.  Defterine bakmadan deftere yazdığı dizeleri okudu. Şiir biterken de zil çaldı

“ Her sabah her akşam

Sordum soruyu

Bugün ne yapacaksın

Bugün ne yaptın?

 

Çaldım söyledim

Okudum yazdım

Günaydın dedim

Gün aydın oldu. “

                         SON

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder