12 Ağustos 2019 Pazartesi





İKİ DEĞİŞİK KAFA



1

Yolda karşılaştılar. Çoktan beri görüşmüyorlardı. Tokalaştılar, öpüştüler. Ayaküstü birkaç dakika şundan bundan konuştular. Ayrıldılar.
Tomris, Evren’e:
- Ne olmuş Derya’a böyle, dedi. “İyice çökmüş.”
Evren, Tomris’e onun dediklerine onay verircesine ona
cevap verdi.
- Yani, sen seslenmeseydim dünyada tanıyamazdım. En
az yirmi yaş yaşlanmış. Vah vah’ üzüldüm bak.
Derya, arkadaşlarından fazla uzaklaşmamıştı. Ortam da sessizdi. Arkadaşlarını söylediklerini duydu. Serin havaya rağmen buz gibi terledi. Kendini kötü hissetti.
Eve otobüsle döndü. Üzerindekileri çıkartmadan yattı. Sabah kadar bir uyudu bir uyandı. Karabasanlar gördü.
Ertesi günü on ikiye doğru kalktı. Eline yüzüne öylesine su serptı. Saçlarını eliyle öylesine düzeltti.. Birkaç saat evde oyalandı, iç karartıcı arabesk şarkılar dinledi, sonra da uzun zamandır yaptığı gibi kahvaltı yapmadan, aynaya bakmadan beş karış suratla evden çıktı.

2

Yolda karşılaştılar. Çoktan beri görüşmüyorlardı. Tokalaştılar, öpüştüler. Ayaküstü birkaç dakika şundan bundan konuştular. Ayrıldılar.
Tomris, Evren’e:
—Ne olmuş Tuna’ya böyle, dedi. “İyice çökmüş.”
Evren, Tomris’e onun dediklerine onay verircesine ona
cevap verdi.
—Yani, sen seslenmeseydim dünyada tanıyamazdım. En
az yirmi yaş yaşlanmış. Vah vah’ üzüldüm bak.
Tuna, arkadaşlarından fazla uzaklaşmamıştı. Ortam da sessizdi. Arkadaşlarını söylediklerini duydu. Aklına …..’nın bir sözü geldi , gülümsedi.: “ Arkadaşlar bir durum saptaması yaptı kendilerinse, dedi, “Doğru mu yanlışlı değerlendirip göreceğiz.”
Tuna, etrafına bakındı. Hemen ileride bir cami vardı. Oraya gitti. Caminin tuvaletine girdi. Aynaya baktı. Sabahleyin evden çıkarken yüzüne su serpmişti ama. Gözlerindeki çapağı gördü. Çoktan beri berbere de gitmemişti Alıcı gözü ile bakınca aynaya saçlarının durumundan kendisi de rahatsız oldu.
Elini yüzünü güzelce yıkadı, gözlerindeki çapakları aldı, bu ona iyi geldi.
Bir geldi tuvalete. Temiz pak giyinmiş aksakallı bir adam: Selam verdi Tuna’ya,
Tuna, “ Aleykümselâm” dedi.
Caminin hemen yanında bir berber dükkânı vardı. Tuna bir an düşündü sonra da berbere dükkânına girdi. Koltuğa otururken “ zor duyulur bir sesle değil canlı ve gür bir sesle, “ saç sakal” dedi. Ve de laf olsun diye ekledi “ Sevgilimle buluşacağım ona göre.”
Berber çıkışında biraz yürüdü Tuna. Bir parkta biraz oturmak istedi. Oturur oturma da elinde bir boya sandığı ile bir çocuk belirdi.
- Boyayalım abi, dedi.
“ Ağabey” hitabı hoşuna gitti Tuna’nın. “ Boya bakalım” dedi.
Çocuk ayakkabılara fırça tarken söyleyeceğini art niyetsiz
söyledi
- Kaç senedir boyatmıyorsun bu ayakkabıları abi?
Tuna kızmadı söze,
— İşine bak, sen dedi. “Çok konuşma hade!”
Eve otobüsle döndü. Soyundu, dökündü rahatladı. Ilık da bir duş aldı.
Ertesi sabah erkenden kalktı Tuna. Aylar sonra ilk defa Ankara oyun havaları eşliğinde güzel bir kahvaltı yaptı. Giyinmesi gerekiyordu, giyeceklerini özenle seçti. Aynanın karşısında saçını başını düzeltti, sonra da kendine güvenen bir insanın yüz ifadesi ile evden çıktı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder