9 Ağustos 2012 Perşembe
BİR EVLİLİĞİN ÖYKÜSÜ
Halasından bilirdi
Ne zaman bunalsa sıkılsa,
Okuması yoktu ki kitap okusun
Televizyon melevizyon da yoktu o zamanlar
Sıvardı kolları
Ya ev temizlemeye koyulurdu
Ya örgü örerdi,
Kadın başı ile sokaklarda dolaşmakta hoş kaçmazdı o zamanlar.
Kan ter uyandı uykudan
Böyle bir kâbus görmemişti çoktan
Saat 5.32 idi.
Saatlerce mi dolaştı evin içinde bilinmez
Saniyeler saatler gibi geldi belki
Ne kitap dağıttı kafasını
Ne televizyon ne video
Ne de internet
Dışarıya çıkmaya da korktu, manasızdı ama oldu
Sıvadı kolları halası gibi
Köşe bucak temizledi evi, yetmedi duş aldı
Süslendi püslendi denmez,
Aynaya maynaya bakarak üzerine bir şeyler giydi
Amacı kabusu unutmak
Derken, hayırdır inşallah:
Kapı çaldı…
Baktı delikten, karşı komşu
Geçen ayki bir günde de çalmıştı kapıyı o
Ev berbattı kendi de ondan aşağı kalmazdı
O halde kapı da açılmazdı, açılmadı da zaten
Onu görünce, yalan yok, içi cız ederdi
Eve de kılığına da akşama kadar lanet etti.
Bugün o günden başka bir gündü
Açıldı kapı hemen
Komşu, ezile büzüle bir şey istirham etti
Ona, içeriye buyurmaz mısınız denildi,
Söze lütfen de eklenildi
Kâbus,
Evin de kendinin de şekli şemalini düzeltmişti ya
Şimdi, ama doğru ama yanlış güven tam,
“ Lütfen buyurun.”
Buyurdu komşu anahtar gelinceye kadar
İki çift laf edildi buradan
İki bardak çay içildi
O kâbus görülmeseydi
O kapı açılamazdı
Nur topu gibi iki çocuk
Belki de bugün bu dünyada olmazdı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder