13 Eylül 2011 Salı

OKULLAR AÇILIRKEN VELİ ZORUNLU EĞİTİMİ

Önümüzdeki hafta başı ( 19.9.2011) ilk ve orta öğretim kurumları 2011–2012 eğitim öğretim yılına başlayacak. Her eğitim öğretim yılının başında her öğrenci velisinin zorunlu olarak bir gün, üç gün, beş gün – her ne ise- eğitime tabii tutulmasında büyük fayda var. Zorunlu olarak diyoruz çünkü bizde, bir şey zorunlu değilse ne yazık ki ne kadar yararlı olursa olsun ( bazı konular hariç) ilgi yok denecek kadar az oluyor.
Evet, her öğrenci velisi mutlaka okullar açılırken zorunlu eğitime alınmalı katılmayana da gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır. Her şeyden önce bu zorunlu eğitimde başka konuların yanında her öğrencinin kapasitesinin farklı olduğu velilere örneklerle açıklanmalı ve de velilere denilmeli ki çocuğunuzun kapasitesini, yeteneğini, zekâ düzeyini iyi gözlemleyiniz, derecesinden emin değilseniz uzmanlardan görüş alınız ve bunu kabul ediniz.
Doğaldır ki her veli, talebesinin derslerde başarılı olmasını istemektedir. Bu başarıyı bulamazsa da, başarısızlığın nedenini ders çalışmamaya ya da yaramazlığa bağladığından, çocuğuna o ya da bu şekilde bazen sözlü bazense bedensel şiddet uygulamakta bu da çocuğu menfi yönde etkileyebilmekte dolayısıyla da dersleri tamamen bırakmasına ya da ruhsal bunalıma girmesine sebep olabilmektedir.
Herkesin bilmesi ya da kabullenmesi gerektiği gibi her çocuğun kapasitesi bellidir. Bir çocuk vardır bir konuyu bir kere okur anlar bir çocuk vardır üç kere okur anlar bir çocuk vardır saatlerce okusa da anladıkları öteki çocukların anladığı kadar bile olmaz.
Çocuk gerçekten zehir gibi de olabilir ama bizim bilmediğimiz ya da aklımızın ucundan bile geçiremediğimiz sıkıntısı(ları) mevcut olabilir. . Hatta öyle ki öğrensek, bizi kahkahalarla güldürebilecek minicik bir olay çocuğumuzun problemidir ve sadece bundan ötürü de okulda başarısız olmaktadır. Çocuğunun kapasitesini bir veli bu sorunun farkına varamadığından çocuğuna belki bilerek belki bilmeyerek, belki teşvik olsun diye o sevimsiz kelimeyi” tembel” ona yaftalayabilir, çözüm yollarını başka yerlerde başka şeylerde arayabilir ve de pek çok veli maalesef bunu farkında olmadan da olsa yapabilmektedir.
Yapılsa iyi olur düşüncesinde olduğumuz okul öncesi veli zorunlu eğitiminde, pek çok mevzunun yanında azıcık örneklendirdiğimiz bu konunun velilere anlatılmasında ve çözüm yollarının kavratılmasında hakikaten yarar vardır. Atalarımızın bir söylemi vardır: Bir işe nasıl başlarsan öyle götürürsün.
Bir veli, çocuğunun kuzguna yavrusu Anka görünür esprisi içerinde yaklaşırsa,
çocuğunun ilk günlerde sendelemesine yanlış teşhisi koyabilir ve bu yanlış teşhis ileride daha büyük meselelerin doğmasına sebep olur. Bu da, hem çocuğun hem de anne babanın, velinin üzülmesine yol açar.
Herkesin malumu olduğu veçhile pek çok sorun bilgisizlikten ya da doğruların doğru uygulanmamasından kaynaklanmaktadır. Okullar başlamadan evvel verilecek böyle bir eğitim sayesinde veliler çocuğuna daha bilinçli olarak yaklaşabilir “ hayta, tembel, senden bir şey olmaz” gibi pek de hoş karşılanmayan ve de olmayan söz ve söylemlerden kaçınır bu da hem çocuğa hem de veliye fayda sağlar.
Hiç olmasa sınıf öğretmenlerinin okulun ilk günlerinde öğrencilerinin velilerini toplayarak ya da onlarla birebir iletişim kurarak, her çocuğun alım kapasitesinin farklı olduğunu onlara anlatmalıdır. Binaenaleyh bu mevzu önemsenmeli pek çok sorunun altında yatan sebeplerden birinin de bu realite olduğu kabul edilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder