24 Temmuz 2010 Cumartesi

ET ve LEVENT


Kâh yürüyorlar kâh duruyorlardı. Konuşuyorlardı:

- Ne oldu?

-Yok bir şey.

- Var var sen bozuldun bir şeye.

- Yok canım niye bozulacağım ki?

- Bozuldun,böyle değildin gelirken.

-Yok bir şey dedim ya

- Beni kandıramazsın,var bir şey.
...

- Haydi söyle

- Bir şey yok ki ne söyleyeyim.

- Uğraştırma beni
...

- Annem mi?

- Uzatma lütfen

- Tabii ya... Tahmin etmeliydim, ne söyledi?

- Saçmalıyorsun ama.

- Bakkala gittim ya, o zaman yetiştirdi değil mi?
...
- Ne söyledi?

- Bir şey mi söylemesi gerekiyordu?
...
...
- Bak kötü yemin veririm.
...
- Bizi dinlemiş değil mi?

- Ne?

-Tuncay’la konuştuklarımı dinlemiş diyorum.

- Bilirsin ki annen böyle bir şey yapmaz.

- Hem söyledi hem de “söyleme sakın”diye sıkı sıkı tembihte bulundu değil mi?

- İyice saçmaladı ama.

-Şunu kesinlikle bilmeni isterim ki abartır.”Söylediklerim kelimesi kelimesine doğrudur der ama değildir.”
...

- Mevzu kazıktan açılmıştı.

- Boş ver istersen ha.

- Yooo,boş ver olmaz. Konunun aslını bilmelisin ki bana hak veresin.
.......

- Evet evet kazıktan bahsediyorduk o ara. Kazıktan mazıktan söz ederken, Tuncay,bir aralık:”Bana öyle bir kazık attı ki dedi senin için.

- Benim için? Tuncay dedi ha? Ne kazığı atmışım ben ona?

- Bende yalan yok O öyle söyleyince bende,atar dedim.
...

-Buna mı bozuldun?

-Söyler misin bana lütfen, ne kazığı atmışım ben ona?

-Ne bileyim canım işte, sizin bir ev işi mi varmış ne ...

- Bizim bir ev işimiz falan yoktu ama, onunkinden bahsediyorsan o başka.

- Ha işte
...
- Sözde seni anlar diye götürmüş ya, götürmüş de baktırmış ya.

- Ne olmuş o eve?

- Hiiiiiiç...

- Ne demek hiiiiiç?

- Bilmiyormuş gibi “Ne olmuş o eve?” diye soruyorsan da.

- Ne demek istiyorsun sen?
...

- Eve baktıktan sonra,” Bu ev sana yaramaz Tuncay “demedin mi?

- Bu paraya bu ev pahalı dedim. Bu parayla daha iyi bir ev alabilirsin dedim.

- Ona gelince pahalı sana gelince ucuz ha

- Anlamadım

- Neyse bunu boş ver de şimdi sen, neye bozuldun onu söyle sen bana.

- Ne demek ona gelince pahalı da sana gelince ucuz?

-Takma kafana...Ayıp da olsa, olur böyle şeyler her zaman. .Olmasa iyi olur tabii ama oluyor

işte.

-Açık konuştuğumu bilirsin, onun için de bu şekilde konuştuğuma bozulmamışsındır

herhalde.

-Yani şimdi o evi ben mi almışım?

- Olur böyle şeyler dedim ya.

- Peki niye taşınmıyorum o zaman? Niye boşu boşuna elin evine o kadar para veriyorum?

- Sorduğun soruya bak, soğusun arası diye bekliyorsun.

- Delisiniz siz be...

- İnan şikayet olsun diye söylemedi, aklına kötü bir şey gelmesin ha.
...-

- Bilirsin o böyle şeyler önem vermez.

-Tamam tamam kapatalım konuyu. Ne söylesem boş şimdi.

- Zaten ben de öyle söyledim.”Ne dersek diyelim boşa artık,onun için kapatalım konuyu

Tuncay.”dedim.”Ne de olsa arkadaşımızdır , hakkında ileri geri konuşmak,hele hele gıyabında

konuşmak hiç de doğru değil.”
...
...
-Fakat o ara ne oldu bilmem bırak o ....... dedim

-...

-Buna mı bozuldun yoksa?

-Yok canım

- Peki neden sesini yükseltiyorsun?

- Sesimi falan yükselttiğim yok benim

- Çocuk mu kandırıyorsun?
...
- Sesini falan yükselttiği yokmuş...
...
...
...
Ne zaman size gitmek için beraber çıksak,son zamanlarda yani,”Önce anneme uğrayalım”

dersin;bende olmaz demem değil mi?

- Ne yapalım yani kadıncağız merak ediyor, hanım da burada olmayınca aç kalacak sanıyor beni . İşten çıkınca kendisine uğramam için ant veriyor, fena da olmuyor ama değil mi? Yoksa buna mı bozuluyorsun diyeceğim ama şimdiye kadar bir şey söylemedin.

-Ve sen her zaman daha kapıda...
...

- Sahi bir türlü aklım almıyor, niye öyle söylüyorsun?

- Ne söylüyorum?

- Anneciğim,işten çıkınca şöyle güzel tarafından bir kaç kilo kuzu eti alayım sana diye düşünüyordum ama unuttum ;neyse bir dahaki sefere getiririm de, sen de güzel bir yufka yaparsın,yeriz ertesi gün beraber.
...
- Şikayette bulundu ,böyle böyle dedi de almıyor dedi ha?
- Hayır efendim şikayette falan bulunmadı, bulunmadı ama benim dikkatimi çekti işte.
...

- Kadıncağız diyor mu ki sana bir dahaki sefere bana gelirken kuzu eti al diye?

- Ne diyorsun sen be?
...
- Diyor diyor da almıyor diye şikayet etti ha

- Değil dedim ya

- Paran var mı diye sordun mu?
...

- Benim için değil, onun için diyorum.

- Ben ne diyorum sen ne diyorsun

- Canı kuzu eti istiyorsa gitsin alsın efendim.

- Bağırma!

- Ona verdiğim para ile birkaç kilo değil yüz kilo kuzu eti alınır.

- Saçmalıyorsun ama.

- Diyormuşuz da almıyormuşuz ha, lafa bakın be...

O andan sonra sustular; varacakları yere varıncaya kadar konuşmadılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder