25 Ocak 2010 Pazartesi

YARDIM İSTEMEK/YARDIM ALMAK/MUTLU OLMAK


Pek çok insan yardım istemek konumuna düşmek istemez. Oysa yardım istemek isteyenden ziyade istenen için gereklidir. Bir insanı mutlu etmek istiyorsak ondan yardım talep etmeliyiz. Ve istediğimiz bu yardım ereğimiz doğrultusunda onun kolaylıkla, hade bilemediniz fazla zorlanmadan yapabileceği bir şey olmalı tabii. Aksi bir durum hem yardım talep için hem de yardım talep edilen için sıkıntı yaratabilir.
Şöyle bir düşününüz, birisine yardım ettiğiniz zaman kendinizi ne kadar mutlu hissedersiniz değil mi? Mecalsizseniz canlanıverirseniz, artık işe yaramıyorum gibi bir duyguya çoktan beri kapılıyorsanız” bende daha iş var “diye düşünüp heyecanlanırsınız. Zor durumda olan birisinini işini kolaylaştırdığınız için keyiflenirsiz. Örnekleri çoğaltmak olası.
İstediğiniz yardımın mutlaka atla deve olması gerekmez. Hatta yardıma hiç ama ihtiyacınız yokken bile yardım istenilebilmeli bazen, sırf karşındaki insanı bahtiyar edebilmek için.
Mesela, evdesiniz. Elinizde bir iş var. Ve yorulmasına asla kıyamadığınız anneniz, dedeniz her neyse...
Sırf onu mutlu kılmak için ona şunu diyebilisiniz belki:
“ Anneciğim, dedeceğim... Canım çok istedi, bir çay koysanız da içsek.
Belki bazıları şunu diyebilir:
“ Büyüğe, hele hele yaşlıya iş buyurmak.. Tövbe yarabbi...”
“ Sonra da sağda solda bana, bana iş buyuruyor desin ha... Yoook.”
Unutmayınız, istisnalar kaideyi bozmaz; çayı ocağa koyarken de, çayı demlerken de sizinle beraber yudumlarken de kendisini iyi hissedecektir o, büyük bir olasılıkla.
Bir konuda çok bilgili olabilirsiniz. Cevabını bildiğiniz bir şeyi, bildiğinden emin olduğunuz birine bir hele hele yanında biri varken, ona sormanız onu ne hale getirir?
Belki şu anda “ Beni ne hale getirir? “ diyorsunuz ama bir an için onu ve kendinizi düşününüz.
“farzımuhal,” Arapça mı Farsça mıydı Leman Hanım, hatırlıyor musunuz?”
İşin şeytanlığına kaçıp. “ Bilmiyorum? “derse ne olacak da diyebilirsiniz elbette ; bir park düşününüz, aylardan kasım. Güneş yüzünü göstermiş. Parkta tek tük insan. Ve bankın birinde elinde baston yaşlıca biri. Yanaştınız “Selamunaleyküm” müsade isteyip yanına oturdunuz.
“ Bu ayda böyle bir hava, maşallah” dediniz ve eklediniz, “ Siz bilirsiniz ; eskiden bugünlerde diz boyu kar olurdu buralarda değil mi?”
“Oooo” dedi , ilgi gösterdiniz. Bir kaç küçük soru sordunuz.
Gözlerine bakınız, mutluluğunu okudunuz mu?
Zamanınız varsa onu dinleyiniz, büyük bir olasılıkla o gün kendisini çok daha hoş hissedecektir.
Empati kurunuz. Biri sizden yardım talep ettiğinde o yardımı yerine getirdiğiniz zaman kendinizi berhudar hissedersiniz. Sizin dışınızdakiler için de bu böyledir. Bundan ötürü zaman zaman birilerinden yardım istekte fayda olabilir birini mutlu etmek istiyor ve de bu hazzı yaşamak istiyorsanız. Tabi şimdi “ iyi güzel de şimdi ; şöyle de denilebilir tabii , ben ondan yardım istedim; o da bana yardım etti, ben kendimi ona borçlu hissedeceğim ; yarın belki o da benden bir şey isteyecek bir konuda; ya benim yapmak istemediğim bir şey olursa bu”
????
O da doğru.
Yani ?
Olasılıklar nihayetlenir mi? Olasılıkları dizginleyememek olacak şey mi? Düşündüğün olasılık gerçekleşirse, “hayır” dersin olur biter. Hayır demek benim için o kadar kolay değil diyorsan ki mümkündür, herkeste akıl çoktur; herkes de kendinin doktorudur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder