21 Eylül 2009 Pazartesi

TEVEKKÜL

İstatistiki bir çalışma yapılmış mıdır bilmem ama hangi yaşta olursak olalım planlayarak ya da planlamayarak hergün pek çok konuda pek çok karar veriyoruz. Önümüzdeki seçeneklerden birini diğerine ya da diğerlerine tercih ediyoruz ya da etmek mecburiyetinde kalıyoruz.
Mesela :
Bir tatil günü, evde mi otursam dışarı mı çıksam? İkisi de bizin için bir muamma aslında.
Evde kalmanız da dışarı çıkmanız da pek çok olumsuzlukları yaşamanıza sebep olabilir. Belki yaşamın nihayetlenmesine de sebep olabilir. Bunu bilebilir misiniz? Tabiki hayır.
Diyelim ki dışarı çıktınız, biraz da gezmek için yeni açılan bir alışveriş mağazasına gideceksiniz. Oraya gidebilmek için çeşitli alternatifleriniz var, birinden birine karar vermek zorundasınız: Dolmuşla gidebilirsiniz, otobüsle gidebilirsiniz, özel otomobiliniz varsa onu tercih edebilirsiniz. Ya da geze geze, sağınıza solunuza baka baka yürüyerek emelinize nail olabilirsiniz. Yürüyerek gidecekseniz de pek çok alternatif vardır, gene birinden birini tercih etmek zorundasınız . 1 nolu caddeden gidebilirsiniz. Yan sokaktan geçip alt caddeye ulaşır oradan geçebilirsiniz. Kestirme bir yer biliyorsunuzdur oradan da oraya ulaşabilirsiniz.
Şimdi, her zaman olduğu gibi %99,999 olasılıkla oraya gidip geleceksinizdir. Ama...
İşte o amalar her zaman insan hayatında vardır. Ölçüsünü kaçırırsanız ruhsal bunalıma girmemeniz olası değil.
Diyelim ki otomobilinizle gittiniz ve bir kaza yaptınız: Ne çok şey söyleyebilirsiniz ya da size ne çok şey söylenir değil mi?

Mesela : “Allah kahretsin!Dolmuşla gidecektim, son anda karar değiştirdim...”
“İki adımlık yere arabayla gideyim dersen olacağı bu olur... “
Ya da, “ Bu tatil günün de evde oturmak varken, dışarıda ne işin var be mübarek.”
“ Madem ki alışverişte yapmayacaktın insan yürür...”

Yürüyeseydiniz de pek çok olumsuz şey yaşayabilirdiniz, mesela bir anda bir sokak kavgasının içinde kalabilir, bir magandanın attığı bir kurşunla ( ölebilirdiniz demeye dilimiz varmıyor) yaralanabilirdiniz. Bu aşamada keşke aşağı sokaktan gitseydim (gitseydin) ya da evden çıkmasaydın ( çıkmasaydım) demenin bir manası yok. Olan olmuştur artık. Atalarımızın da dediği gibi “ Olacak ile öleceğe çare yok.” deyip gerçeği kabullenmekten başka alternatif söz konusu değil. Evden çıkmasaydın bunlar olmazdı deme durumunda da değilsiniz. Evde de pek çok olumuzluklar yaşayabilirdiniz. Gazetelerden zaman zaman evde yaşanan ve de ölümle sonuçlanan, çoğumuzun aklımızın ucundan bile geçirmediği ne kazalar okuyoruz. Yani olacakla ölecek varsa bir şekilde olur veya öyle mi acaba? Bu hep tartışılır. Ne yaparsan yap olacaksa olur ölecekse ölür sözü teselli sözü müdür hakikat midir? Atalarımızdan kalan bu sözün ne olduğuna onlarda nihai bir karar verememiş olmalılar ki bu gizemli sözün yanında şunu da söylemişlerdir: Olacaksa olur ölecekse ölür ama; sen tedbirini alacaksın önce. Önce tedbirini al, sonra bazı şeyleri oluruna bırak. Yani tevekkül. Anlayışa, düşünceye doğru değil demek olanaklı mı? Bu düşünce bir bakıma mutluluğun, huzurun anahtarlarında biri değil mi?
Her şey için ; iyi ya da kötü ihtimalin, tesadüfün sınırlarını saysız sayıda arttırmak olası. Şöyle olursa böyle olur böyle olursa şöyle olur... Gerçekten de öyle midr?
İyi için de kötü için de ihtmallerin sonunu getiremeyeceğimize göre aklımızın erdiğince gücümüzün yettiğince olasılıkları değerlendirip amaçlarımız doğrultusunda yapacağımızı yapmak ,alacağımız önlemleri almak ve akabinde de” benden bu kadar kaderde varsa olacaksa olur “ demekte fayda vardır yaşamımızı kabusa döndürmemek için galiba.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder