16 Ağustos 2009 Pazar

16.8.2009


MAYMUN İŞTAHLI OLMAK



İnsanın yapısında mıdır nedir bazen bir heyecan sarar. Mesela, deyeceksiniz.
Yabancı dil öğrenmek şart artık. Şart değilse bile güzel olur. Yıllardan beri zaman zaman bu konuda kampanyalar açılır. Gazeteler dergiler, setler oluşturur.. Reklamlarla en güzel şekilde halka duyurur.
Reklamları izleyenler sanırlar ki reklamlarda söylenildiği gibi günde yarım saat, kırk beş dakika, bir saat çalışılınca İngilizce öğreniliverecek.
Dergiler kasetler alınır, aşka gelinir kursa bile yazılınır. sonuç sıfıra sıfır elde var sıfır.
Bir gün yarım saat çalışılır, iki gün yarım saat çalışılır sonrası gün 25 dakika sonrası gün 20 dakika ve sonrası dergiler, kasetler rafa. Bir gün kursa gidilir, bir ay gidilir, gerisi...
Aslında pek çok işte bu böyle.
Mesela meraklısınızdır; bir tiyatro oyunu hazırlamayı düşünüyorsunuz, fikrinizi söylersiniz, kim oynamak istiyor dersiniz, o kadar çok istekli vardır ki kara kara düşünmeye başlarsınız. Oynayacak oyuncu sayısı diyelim ki dokuz, istekli sayısı olur en az kırk, elli.
Oyun için dokuz kişi, yadek medek dereken on beş kişi seçeceksiniz. İstekli elli. Çare yok seçmedikleriniz darılacak.
Bu işin altından nasıl kalkacağım diye düşünürken o malum duyuruyu yaparsınız.
Tiyatroya katılacak arkadaşlar cuma günü saat onda salona gelsin.
Duyurulan gün ve saatte salona gidersiniz, dört kişi gelmiştir. Yarım saat bir saat beklersiniz belki bir ya da iki kişi daha gelir. Diğerleri belli ki maymun iştahlıydı.
Reklamlarda günde yarım saatle İngilizce öğrenilebileceği düşüncesi ve telkini izleyicilere verilmek istenmiş olabilir. Bu şekilde çalışılsa belki yol da kat edilebilir. Ve bu heyecanla bu dergileri, bu gazeteyi alanlardan belki de sadece %5 ‘i buna sadık kalmışlar günde hiç olmazsa yarım saat verilen bu reçeteyi uygulamışlardır.
Heyecanla gazete bayiine koşanlar. Bazıları birinci, bazıları üçüncü bazıları beşinci günde bazıları ikinci ayda halk ifadeyle havlu atarak yarıştan çekilmişlerdir. Heves bitmiştir.
Bitirenler mi? Mutlaka vardır, herkes maymun iştahlı olsa olur mu?
Aslında sabır etmiyoruz. Meselelere uzun vadede bakamıyoruz. Meselelere günü birlik bakmak işimize geliyor. Oysa uzun vadeli olarak bakabilsek meseleye her şey daha iyi olacak.
Atalarımız ne güzel demiş: “ Damlaya damlaya göl olur…”
Koskoca bir kayayı günde bir damla yıllar sonra ortasından bölmüş.
Günde bir damla, günde yarım saat, kırk beş dakika belki bir günde elli günde 61 günde bir şey yapmaz ama zaman içerisinde herkesin size gıpta ile bakmasına sebep olabilir.
Başarıyı yakalayabilenlere bakınız: Çoğu sabırla yollarına kesintisiz devam etmişlerdir.
Doğru söylüyorum değil mi? Başınızı bir aşağı bir yukarı sallamanız bunun nişanesi. Ya aklınızdan geçenler. İçinizden seslendirdikleriniz:
“Geç bunlar geç”
“Ukala. Akıl verceğine… “
“Romantik çocuk. Hangi dünyada yaşıyorsun?”
“ Lafla penir gemisi yürüse...”
Ve sen.
“Doğru söylüyorsun” diyen. Adım gibi eminim ki uzun zamandır sadece yarım saat dediğin ama bir türlü gerçekleştiremediğin nicelerin var. Ortaya atılan bir fikre “ben ben” dediğin ama “haydi” denilince ben yokum dediğin kimbilir nicelerin var.
Ben yaparım, ben katılırım. Bir heyecan bir heyecan. Gerisi mi? O heyecanın sönmemesi lazım geçen yıllar için hayıflanmak istemiyorsak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder