BİR VARMIŞ
BİR YOKMUŞ
Bir varmış
bir yokmuş develer tellal pireler berber iken gökten elmalar düşerken
mis kokulu
çiçekler üzerinde arılar dolaşırken Kaf dağının ardındaki mavi boyalı
gecekondunun bahçesinde yaşayan bir köpek yine her zaman olduğu gibi dans
ediyor yaş almış bir kedi hayranlıkla onu seyrediyor zaman zaman da gözleri dolu dolu olmuş bir vaziyette iç geçiriyormuş. Köpeğin adı Gör
kedinin adı Gök imiş. Bu adları onlara
evin küçük oğlu Göktuğ vermiş.
Göktuğ bit
tas yiyecekle bahçeye çıkarak onlara seslenmiş:
-Yiyecekleriniz
geldi. Buyurun
Gör ile Gök
koşarak Göktuğ’un yanına gitmişler. Onun getirdiği yemeği yemişler.
Sonra da birbirlerini görecek şekilde uzanarak sohbete başlamışlar. Tatlı tatlı
konuşurlarken incir çekirdeğini doldurmayacak bir mesele yüzünden tartışmaya
başlamışlar. Özellikle Gör’ün sesi git gide yükselmeye başlamış. Bak tartışmayı
bitirmek istese de Gör buna müsaade etmemiş. Sonunda Gör, Gök’e şiddet
uygulamak için harekete geçtiği anda Gök, Gör’e öyle bir vurmuş ki Gök neye
uğradığını şaşırmış. Şaşırmakla da kalmamış kendini buz gibi soğuk bir ormanda
bulmuş. Gök soğuktan çok etkilenirmiş. Titremeye başlamış. Sonunun geldiğini
düşünmüş. Çok da korkmuş.
-Ah Gör
demiş. Bu bana yapılır mıydı? Biraz
sonra donarak öleceğim.
Gök,biraz
ağlamış, bu onu biraz rahatlamış. Dikkatli dikkatli etrafını süzmüş, sağı solu
koklamış. Yakınlarda bir yerde bir
ayının olduğunu anlamış. Kendisne doğru yaklaştığını anlamış.
Bir dakika
sonra dev kadar büyük bir ayı ile karşı karşıya kalmış. Ayı,
-Seni babam
mı gönderdi? demiş.
Gök kısa bir
tereddütten sonra :
-Evet demiş
baban gönderdi.
Ayı,
babasının kedisini affettiğini köpegi de kendisinin yuvasına geri dönme
isteğini bildirmek için gönderdiğini tahmin etmiş.
Ayı yıllardır
sabırla bugünü bekliyormuş.
bekliyormuş. Coşku ile:
-Düş peşime
o zaman demiş.
Dere tepe
gitmişler, dağ taş aşmışlar. Bu esnada ikisi de ağızlarını açıp tek bir söz
etmemişler. Büyük bir ağacın kovuğuna varmışlar.
Ayı, başını
kovuktan içeriye kafasını uzatıp:
-Biz geldik
baba, demiş.
İçeriden
cevap gelmiş.
-Yalnız mı
geldin?
-Hayır baba.
Gönderdiğin köpekle geldik.
Gök hipnoz
olmuş gibi ayının arkasından içeriye girmiş.
Tesadüf bu
ya büyük ayı oğluna “seni affettim eve
dön artık” biye ulak köpek ile bir haber
göndermiş ama bu köpeğin o köpek olmadığını hemen anlamış.
Onu şaşırtmak
için:
-Gönderdiğim
mektubu ver bakalım, demiş.
Ayı, köpeğe
bakmış,, köpek ayıya bakmış.
Büyük ayı:
-Yolda
düşürdün mü yoksa unuttun mu?demiş.
Büyük ayının soruya ayıya kurtarıcı gibi gelmiş.
-Evet demiş.
İnimde unutmuşum.
-Okudun mu? “Ne yazıyordu.”
Ayı,
-Biraz sonra
okumak için bir yere bırakmıştım., unutmuşum.
Büyük ayı,
yılların verdiği yaşam deneyimi ile konunun üzerine gitmemiş. Ayı, derin bir
“oh!” çekmiş.
Tesadüfler
Gök köpeği ormana götürmüş, Gök ayı ile karşılaşarak donarak ölmekten
kurtulmuş, ayı da Gök’ün orada bulunmasından babasını kendisin affettiğini
düşünerek yuvasına dönmüş büyük ayı da oğluna kavuşmuş.
Gökten üç
elma düşmüş, Bu masal da mutlu sonla bitmiş.